İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'ne (TUSAŞ) yönelik terör saldırısının faillerinden biriyle akrabalık ilişkisi bulunan bir personel hakkında İzmir Valiliği’ne yaptığı resmi yazışma ve aldığı yanıtla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, Valilikten gelen yanıtın "kentimizin en büyük mülki amirliğinin resmi yazışma üslubuna ve hukukuna uygun bulunmadığı" belirtildi.
Açıklamaya göre, belediyede şoför olarak çalışan M.A.'nın 23 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen TUSAŞ’a yönelik terör saldırısının faillerinden biriyle akrabalık ilişkisi olduğunun öğrenilmesi üzerine, personelin iş yerindeki durumu değerlendirildi. Herhangi bir sabıka kaydı veya güvenlik soruşturması engeli bulunmamakla birlikte, durumu hassas ve özel gördükleri için personel izne çıkarıldı ve Güvenlik Soruşturması Kanunu kapsamında İzmir Valiliği’nden bilgi talep edildi.
4 Kasım 2024 tarihinde, Valilik tarafından önce basına servis edilen, ardından belediyenin Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) adresine iletilen yazıda, "Belediyenizde yüzlerce insanın işine son verilirken, Valiliğimizden görüş istenmemişken, eli kanlı bir teröristin kardeşi olunca, vicdani muhasebe yapılması ve Valiliğimizden hukuki görüş sorulması, abesle iştigaldir" ifadeleri yer aldı. Bu üslubu eleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, benzer bir yanıt vermeyi de uygun bulmadıklarını vurguladı.
Açıklamada, 2021 Şubat ayında işe alınan personelin işe girişinde İzmir Valiliği’nden güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması talep edildiği, ancak Valilik’in, personelin güvenlik bilgilerini vermeksizin "bir teröristin kardeşi olunca vicdani muhasebe yapılması" ifadesini kullanarak yanıt verdiği aktarıldı.
Anayasanın 1. maddesine atıfta bulunarak Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu vurgulandı ve hukukun üstünlüğüne riayet edilmesi gerektiği ifade edildi. Belediyenin daha önce talep ettiği güvenlik bilgisi ile TUSAŞ saldırısının ardından yapılan talebin hukuki dayanağının aynı olduğu belirtildi.
Ayrıca, Anayasa'nın 38. maddesinin "ceza sorumluluğu şahsidir" ilkesine dikkat çekilerek, Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesinin de benzer şekilde, kimsenin başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağını belirttiği ifade edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamu güvenliğinin sağlanması adına en yetkili makamlardan bilgi talep etmenin ve bu talebe karşılık verilmesinin kamu idaresinin bir sorumluluğu olduğunu vurguladı.