Duvar'dan Yüsra Batıhan'ın haberine göre, Mersin’de Mersin Gazeteciler Cemiyeti başta olmak üzere yerel ve ulusal medya alanlarında çalışan, aynı zamanda "Kadından Haber" adlı gazetenin kurucusu olan Fatoş Sarıkaya, Kadın Gazeteciler Derneği’nin de kuruculuğunu yapan adlar arasında.
Yerel medyada kamusal bir anlayışın olmadığını söyleyen Sarıkaya, şunları söyledi:
"Bir gazetede işe başladığınızda, kadın olduğunuz için sizden angarya işleri de yapmanızı istiyorlar. Temizlik, bulaşık, gelen gidene çay yapma. Ancak bunlar meslektaşınız olan bir erkekten beklenmiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin burada da açığa çıktığını görüyoruz. Aynı okuldan mezun olan bir kadın ve bir erkek gazeteci farklı ücretler alıyor veya çok farklı görev tanımları olabiliyor. Erkek sokağa çıkıp haber takip ederken kadın gazeteciler daha çok masa başına itiliyor. Bunlar kadın gazetecileri sahadan da uzaklaştırıyor. Mersin’de kadın gazeteci sayısı çok olmasına rağmen, bir iki kadın gazeteci haricinde hiç kimse görünmüyor. Kadınlar güvencesiz, düşük ücretlere çalıştırılıyor. Özellikle yeni mezunsa uzun süre iş bilmiyor gözüyle bakılıp mobbing uygulanıyor. Yakın zamanda bir arkadaşımız işinden gerekçesiz olarak çıkarıldı. Türkiye genelinde kadın gazetecilerin yaşadığı problemler yerellerde çok daha sert bir şekilde açığa çıkıyor."
"ERIL MEDYA SEBEBIYLE KADINLAR MASA BAŞINA ITILIYOR"
Derneğin kuruluş sürecine dair aktarımlarda bulunan Sarıkaya, kadın gazetecilerin uğradığı şiddetin yalnızca sohbetlerde ortaya çıktığını belirtti. Kadın gazeteci örgütlüğünün olmamasını uzun senelerdir dert edindiğini söyleyen Sarıkaya, "Mersin’de çok fazla genç kadın gazeteci var. Biz, ‘böyle bir dernek kuruyoruz’ dediğimizde ‘bu kadar çok kadın gazeteci var mı’ dediler. Aslında çok fazla kadın gazeteci var ama eril medya yapısından dolayı kadınlar masa başına itiliyor. Her bir kadının yaşadığı problemler mevcut. Bu problemler tek tek başımıza geldiğinde buna ses çıkarma, mücadele etme gücünü bulamayabiliyoruz fakat bir araya geldiğimizde daha güçleneceğimiz düşündük. Bu amaçla bir araya geldik ve böyle bir dernek kurduk. Sadece olumsuzluklar üstünden de değil, biz gazetecilik öğrencilerine yönelik emekler, atölyeler de yapmak istiyoruz. Mersin’de basın sektörü gittikçe niteliğini kaybediyor. Biraz daha yol açıcı olmak, eril medyaya karşı cinsiyet eşitliği temelinde bir çalışma biçimi, bir dil nasıl kurulur, böyle bir haber dili nasıl oluşturulur onu da göstermek istiyorduk. Buna yönelik de çalışmalarımız olacak" diye konuştu.
"KADIN GAZETECILER ÖRGÜTLENMELI"
Derneğin Mersin’de kurulduğunu ama Mersin ile sınırlı kalmaması için mücadele edeceklerini belirten Sarıkaya, "Biz derneğin başına Mersin veya Çukurova koymak istemedik ki diğer kentlerdeki kadın gazeteciler de şube açmak istediklerinde bulundukları kentlerde şube açsınlar. İlerleyen yıllarda daha genişlemek adına biraz da ulusal bir boyut kazandırdık. Amacımız kadın gazetecilerin yaşadığı tüm sorunlara karşı örgütlenmek. Örgütlenmediğimiz taktirde her birimiz çalıştığımız kurumlarda cinsiyetçiliğe daha fazla maruz kalacağız, haklarımıza sahip çıkamayacağız, var olan haklarımızı da elimizden alacaklar bu nedenle tüm kadın gazeteci arkadaşları kadın gazeteciler derneğine örgütlenmeye bekliyoruz" diye konuştu.
8 senedir gazetecilik yapan Seren Sabuncu da derneğin kurucuları arasında. Şu anda işsiz olan Sabuncu’nun işsiz olmasının sebebi de çalıştığı yerel gazetede yaşadığı bir cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanıyor. Sabuncu da, Türkiye’de kadınların yaşadığı sorunların yerelde daha can yakıcı şekillerde ortaya çıktığını belirtti. Yerel medyada mobbing, taciz ve eşitsizliğin yoğun yaşandığını söyleyen Sabuncu, "Trajik bir durumun içerisindeyiz. Taciz vakalarını haberleştirebiliyorsun fakat senin başına geldiğinde ne kendi çalıştığın medyada ne de başka bir yerde bunu haberleştiremiyorsun. Bunun önüne handikap kurulmuş vaziyette. O yüzden yerelde çalışmak çok zor. Ulusala da hemen atlayamıyorsun çünkü gözün burada korkmuş" dedi.
"EMSAL OLACAK"
Yerel medyada hakim olan eril dile yeni bir alternatif oluşturmak ve kadın mücadelesini örgütlemek adına dernek kurduklarını söyleyen Sabuncu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kadın gazeteciler sayısal olarak çok fazla fakat masa başlangıcında çalışmaya itildiğimiz için kimse görmüyor. Sahada yalnız 3 veya 5 kişi görünüyor. Taciz vakaları çok fazla, mobbing çok fazla. Kendi meslektaşlarımızdan bunu çok görüyoruz. Bir habere gittiğimizde en öne geçerek çekim yapmayı bile bir hak olarak görüyorlar. Bu taciz ve mobbing'e karşı birlikte olmak, feminist mücadeleyi büyütmek adına bu derneği kurduk. Emsal olacağını düşünüyoruz. Bu dernekle daha çok büyüyeceğimizi biliyoruz. Biraz zorlu bir süreç fakat kadınlar olarak yapamayacağımız hiçbir şey yok. Mesleğimiz çok önemli. Kamuoyunu bilgilendiriyoruz ve doğru bilgilendirmek zorundayız. Bu nedenle çok zorlu fakat yalnız erkeklerin eline bırakılmaması gereken bir meslek."