İstanbul’da 30 Ocak 2016 tarihinde Melih Barış isimli erkek Nurcan Aslan’ı öldürdü. 2016 yılında meydana gelen kadın cinayetinin ardından Barış, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay ise işlenen suçta tasarlama olmadığı gerekçesiyle kararı bozdu. Katil Barış’ın yargılanma sürecinin tekrar başlarken davanın karar duruşması da bugün Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezasına düşürüldü. Sözcü’de yer alan habere göre Yargıtay’ın bozma ilamının ardından bugün Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Abdullah Melih Barış, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatları ve taraf avukatları da yer aldı. Şikayetçi tarafın avukatları, yerel mahkemenin daha önce verdiği kararda direnmesini talep etti.
"AİLEM MAĞDUR" DİYEREK TAHLİYESİNİ İSTEDİ
Tutuklu sanık Barış, Yargıtay’ın bozma ilamına karşı bir diyeceğinin olmadığını belirterek “Hakkımda tahrik hükümleri ve indirim uygulansın. Yaşadıklarımdan dolayı da pişmanım. 5 yıldır cezaevindeyim, ailem mağdur durumdadır. Bu durumlar göz önüne alınarak tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
İYİ HAL İNDİRİMİ
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Abdullah Melih Barış’ı “Tasarlayarak öldürmek” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın yargılama sürecindeki iyi hali ve geçmişini de gözeten heyet, cezanın müebbet hapis cezasına indirilmesine karar verdi. Heyet, sanık hakkında şartlar oluşmadığından haksız tahrike ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar vererek, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
KARARA MUHALEFET ŞERHİ
Üye Hakim Yıldız Çakır ise heyetin aldığı karara muhalefet şerhi koydu. Çakır’ın koyduğu muhalefet şerhinde şu ifadeler yer aldı: “Sanığın çoğunluk tarafından uygulanan geçmiş yaşamı ve duruşmalardaki iyi hali kriterlerinin devamından olacak şekilde cezanın failin geleceği üzerinde olumlu ve ıslah edici etkisi olacağı yönünde kanaatim oluşmadığından bu madde hükmünün uygulanmasının mümkün olmayacağı kanaatindeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğa katılmıyorum.”