Kadınlar Bakırköy’de: Savaşa, OHAL'e cinsiyetçiliğe karşı direniyoruz

Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı bedenimiz, emeğimiz, özgürlüğümüz için direniyoruz!'' sloganıyla Bakırköy’de buluşan kadınlar, 8 Mart mitingi düzenledi. Yağmur ve soğuk havaya rağmen Dikilitaş Caddesi üzerinde...

Savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı bedenimiz, emeğimiz, özgürlüğümüz için direniyoruz!'' sloganıyla Bakırköy’de buluşan kadınlar, 8 Mart mitingi düzenledi. Yağmur ve soğuk havaya rağmen Dikilitaş Caddesi üzerinde bir araya gelen binlerce kadın Bakırköy Özgürlük Meydanı'na yürüdü. 
Mitingde ilk olarak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden ihraç edilen Sema Uçar konuştu. Uçar, “İşimize geri dönmek istiyoruz'' dedi. Sema Uçar, tek taleplerinin iş olmadığını aynı zamanda barış ve özgürlük talep ettiklerini de ifade ederek şöyle devam etti: “Nerede olursak olalım içeride dışarıda evde işte özgürlük mücadelesi veren kadınlarla bir araya geldik. Mücadelemiz sürecek. Vardık var olacağız.''

'KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNİN OLDUĞU POLİTİKALAR İSTİYORUZ'
Uçar'ın ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği'nden Adile Doğan konuştu. Doğan şunları söyledi: "Sözümüzü birlikte söylemek için her alanda kadın erkek eşitliğinin olduğu politikalar istiyoruz. Bölgede barış ülkede huzur ve güven istiyoruz. Tecavüzleri aklayan yasalar istemiyoruz. Ne hadım ne idam gerçek yasalar çıkarın."
FİGEN YÜKSEKDAĞ VE SEBAHAT TUNCEL'İN MESAJI OKUNDU
Mitingde, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu bulundukları Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden gönderdikleri 8 Mart mesajı okundu.
Yüksekdağ ve Tuncel şunları söyledi:
"Bizler de bütün heyecanımızla yanınızda, omuz başlarındayız" denilen mektupta, "Belediye eş başkanı, kurum temsilcisi, milletvekili, siyasetçi ve özgürlük mücadelesi veren binlerce kadınının hapsedildiği, kadın dayanışma ve örgütlenme mevzilerinin kapısına kilit vurulduğu koşullarda zulme inat gösterdiğimiz kararlılığı, 8 Mart'ın ruhuyla alanlarda buluşma iradenizi kutluyoruz. Kadınların 8 Mart iradesinin, savaş, OHAL, faşizm kuşatmasına karşı daha büyük ve kitlesel direnmeye yol açacağına yürekten inanıyoruz. Kadına dönük katliam ve kırımı çocuklara cinsel istismar vahşetini, Türkiye, Kürdistan ve bölgeyi saran savaş, ölüm histerisini durduracak başat güç şüphesiz ki kadınlardır. "Bu böyle gitmez, ya özgürlük ya özgürlük'' diye haykıran kadınlar, yükselen faşizm ve eril kıyıcılık karşısında cesaretten, direnişten, dayanışmadan bir barikat kuruyor şimdi. 8 Mart alanlarında kadınların birliği ve özgürlük, adalet, eşitlik ittifakı asıl gücümüz ve geleceğimizdir" denildi.


ORTAK AÇIKLAMA: BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELE EİYORUZ

Ardından kadınların ortak basın açıklaması Kürtçe ve Türkçe okundu. Açıklamayı Kürtçe Baran Bozyel, Türkçe ise Şenay Kumuz okudu.
Kumuz, “Yaşamlarımızı ve haklarımızı 8 Mart’ın coşkusuyla ve kadın direnişinin ruhuyla savunuyor, birlikte güçleniyoruz'' dedi ve şöyle devam etti:
“Erkek egemenliğine dayanan bu sistemin her bir parçasına kimliğimize, bedenimize, emeğimize ve bizleri sömüren bu çarkın her bir parçasına karşı 161 yıldır her 8 Mart’ta olduğumuz yerde, evde, işte, okulda, sokakta direniyoruz! Bugün yine bir kişi daha eksilmeyeceğiz diyerek, Latin Amerika’dan İran’a, Edirne’den Hakkari’ye kadar kadın dayanışmasını ve örgütlülüğünü büyüterek özgür ve eşit bir yaşam için mücadele ediyoruz!''
Savaşın bir erkek akıl ürünü olduğuna vurgu yapan Kumuz, şöyle devam etti:
“Savaş, yaşamdan yana olmak yerine ölümü seçmektir. Yaşam hakkının ihlal edilmesidir. Bir buçuk yılı aşkın süredir OHAL ve KHK hukuksuzlukları ile devleti yönetenler, ülkedeki şiddeti günden güne perçinliyor. Bu şiddet ortamı savaşın bir alanı olarak görülen kadınların bedenleri üzerinden kendini devam ettiriyor. Nerede olursa olsun savaş öncelikle kadınların ve çocukların hayatlarını ellerinden alıyor. Son olarak Afrin’e savaş ilan eden ve sınır ötesi operasyona girişen hükümet, aynı savaşı içerideki muhaliflere yöneltmekten geri durmuyor, barış talebini terörize ediyor. Irkçı ve faşist söylemlerle savaşı meşru gösterip barışı illegalize eden, toplumu kutuplaştıran tek adam rejimini sağlamlaştırmaktan başka bir amacı olmayan bu politikaları kabul etmiyoruz. Barış ve özgürlük için mücadele ediyoruz!''

Kadın cinayetlerine de dikkat çeken Kumuz, kadınlar üzerindeki bütün baskı, şiddet ve saldırılar karşısında daha fazla direneceklerini sözlerine ekledi. Kumuz, son olarak şunları ifade etti:
“Bu sistemin her türden saldırı ve gerici politikalarına karşı sessizliği değil çığlığı, biat etmeyi değil direnişi seçiyoruz. Ve bir kez daha hatırlatıyoruz ki bu topluma hayat veriyoruz, karşılığının ölüm, yok sayılma, şiddet, sömürü olmasına izin vermeyeceğiz! Kadınlara karşı taciz tecavüz cinayet suçlarını işleyenlere iyi hal ve tahrik indirimlerine son verilsin! Şiddete karşı öz savunma hakkını kullanan kadınlar yargılanamaz! Öz savunma yaptığı için tutuklanan tüm kadınlar serbest bırakılsın.''
Fotoğraflar: Sendika.Org/Gül Gündüz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Diyanet: Haftanın dört günü biftek, bonfile, rosto, iskender gibi etli yemekler ana yemek olacak
İliç’teki maden faciasında 2 işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı
Dönünce onlarla canlı yayında hesaplaşacağım
“Fotoğraf paylaşmayın”
Evlilik hazırlığındaki Ümit Özlale ve Serap Belovacıklı'dan ilk paylaşım