Kanada'ya Giden Türk, Restoranlarının Nasıl Yakıldığını Anlattı

M. Berat Saymadi, Kanada’da binbir emekle açtıkları restoranın nasıl yakıldığını sosyal medya hesabı üzerinden anlattı. Saymadi'nin yaşadıkları, yurt dışına çıkanların karşılaştığı zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi.



Yurt dışında yeni bir hayat kurmak, son zamanlarda milyonlarca gencin hayali.

 

Kimileri eğitimini yurt dışında almak istiyor, kimileri de çalışma hayatını yurt dışında devam ettirmek istiyor. Çalışma koşullarının çok daha rahat, kazançların daha fazla, en önemlisi de hayat kalitesinin daha fazla olacağı düşünülüyor.

Halihazırda her ülkede geçerliliği olan bir mesleği olanlar için yurt dışına taşınmak nispeten daha kolay. Yine de belirli sınavlardan geçmek, dil bildiğinizi kanıtlamak zorundasınız.

Ancak yurt dışında devam edemeyeceğiniz veya devam etmeyi tercih etmediğiniz bir işiniz varsa durum biraz daha zor.

X'de Berat Saymadi isimli bir kullanıcı da 2 yıl boyunca Kanada'da binbir emekle açtıkları restoranlarının nasıl yakıldığını anlattı.



Olayların bugüne nasıl geldiğini anlatmak için bizlere hayat hikayesini anlatan kullanıcının paylaşımlarına bir bakalım...

"Bugünlere nasıl geldiğimize değinip, başımıza gelen bu korkunç olayı anlatayım."

Berat, 2004 yılında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi’ni kazanmış, Mersin’den İstanbul’a taşınmıştı. Bir abisi İstanbul’daydı. Sonra diğer iki kardeşi de onun yanına geldi.

2007 yılında mottolarını 'Para değil, dostluk biriktirir' olarak belirledikleri bir kafe bile açmışlardı. Öğrenciler arasında meşhur olmuşlar; müzik, sinema, dans, dil dersleri ve başka kültürel aktiviteler yaptıkları Kumbara Sanat’ı kurmuşlardı.

"Eski İstanbul Kültürü’nü yaşatmaya çalıştık."

'Rebetikolar, 45likler, birçok alternatif müzik gruplarının müzik dinletilerine ev sahipliği yaptık.' diyen Berat, 20017 ile 2017 arasında birçok kişiye dokunmuşuzdur diyor.

Tabii bu süreçte, kendi kariyeriyle ilgili gelişmeler de yaşanıyor. Berat, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünün Bizans Kürsüsünün kazısında, Anadolu Kavağı ve Yoros Kalesi’nde yıllarca kazı ekibinde çalışıyor. Ayrıca bir müzik programı da yapıyor...

"2016 yılında ben de Montreal’de yaşamaya karar verdim..."

Her şey Berat'ın abisinin 2010 yılında Montreal'a taşınmasıyla başlıyor. Ardından Berat ve kız kardeşi de taşınma kararı alıyor. Burada evleniyorlar, çocuk sahibi oluyorlar.

Tüm bu süreçlerin hiç de kolay olmadığını ise "Derdini bir türlü anlatmamak hep benimle beraber geldi." sözleri çok güzel özetliyor.

 

Başlarda bir ekmek almanın bile ne kadar zor olduğunu anlatsam inanmazsınız. Çeken bilir! Kız arkadaşım Galatasaray Hukuk mezunuydu. Burada tekrar okumak zorunda kaldı. Çok zorlandık. Çocuğumuz olduktan sonra, buraya daha umutla bakmaya başladık.

"Hayat içinde böyle savrulurken, 3 kardeş en iyi bildiğimiz işi yapmaya karar verdik ve Montreal’in 50 km ötesinde, Oka’da bir restoran bulduk. "

"Borç harç girdik. 50 yıllık, eski ve son 30 sene talihi bir türlü gülmeyen bir yeri ayağa kaldırmaya çalıştık."

"Üstelik bu küçücük köyde bir kişiyi bile tanımıyorduk. ‘Vira Vira’ dedik başladık."

İlk yıllarının çok zor olduğunu, kara kışın ortasında restoran açtıklarını belirten isim, her gün 100km yol gidip geldiklerini ve psikolojik olarak ne kadar zorlandıklarını belirtiyor. Üstelik karşılarındaki restoran ise deli gibi iş yapıyordu...

"Zaman içinde tanınmaya başladık. Google’da 480 yorumla 4.9 puanlı bir yer olduk. "

Zamanla işlerini yoluna koyan üç kardeş, işlerinin yüzde 90'ının mekan içinde olduğunu belirtiyor. Artık restoranlarına gelen insanları da tanıdıklarını, herkesle harika bir ilişkileri olduğunu söylüyorlar.

"Gelin görün ki iyi sezonumuzda nedenini asla bilmediğimiz, göçmen karşıtlığı veya rekabet sonucu olduğunu düşündüğümüz bir saldıraya maruz kaldık. "

İlk kundaklama saldırısını tesadüfen oradan geçen bir komşumuz görmüş. Müdahale etmiş. İtfaiyeyi ve polisi çağırmış. İlk saldırıyı hasarsız atlattık. Bunu her yere yazdık. Herkesi uyardık. Polis kayıtlarına geçti.

" Maalesef 36 saat sonra tekrar denediler ve iş yerimiz kül oldu."

"Ailemizden, dostlarımızdan hatta en çok kendimizden çalarak, iki sene gece gündüz demeden ürettiğimiz her şey, emeklerimiz kül oldu."

Çok üzgün, öfkeli, endişeli ve yorgun olduğunu belirten restoran sahibi, şimdilerde ise nasıl bir yol izleyeceklerini bilmediklerini söylüyor.

Polis soruşturması ise devam ediyor.

Bu saldırıyı düzenleyenlerin bir an önce bulunmasını, restoran sahibi dostlarımızın ise bir an önce bir çözüme kavuşmasını diliyoruz.




 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.