Uluslararası kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye'nin "gri ülkeler" listesine girme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Uluslararası kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye'nin her iki alanda da yetersiz olduğunu vurgulayarak, hızla önlem almazsa, mali kontrolleri yetersiz olan ülkelerin yer aldığı "gri ülkeler" listesine girme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Raporda, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu riskleri anladığı ancak "terörle bağlantılı varlıkların dondurulması ve kitle imha silahlarının çoğaltılmasına karşı tedbirlerin iyileştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere ciddi eksikliklerin devam ettiği" belirtildi.
Merkezi Paris'te bulunan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), İspanya ve Norveç'in ardından, Türkiye'nin kara para aklama ve terörle mücadele finansmanını (AML / CFT) değerlendirdiği 2019 raporunu yayınladı. Kurumun Ekim ayında yapılan Genel Kurulu'nda kabul ettiği raporda, Türkiye’deki önlemlerin etkinliğinin ve bunların FATF tavsiyelerine uygunluğunun kapsamlı bir şekilde incelenmesinin ardından elde edilen sonuçlar açıklandı. Raporda, alınan tedbirlerin henüz yeterli olmadığı ifade edildi.
Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre; Türkiye'nin "belirlenmiş terör veya terör örgütlerinden kaynaklanan riskleri ele almak için yaptığı eylemlerin" değerlendirildiği raporda, "bir işletmenin terör, terörist grup veya örgüt olarak tanımlanmasına neden olan gerekçelerin ele alınmadığı " vurgulandı.
RİSKLİ COĞRAFİ KONUMU
Ulusal risk değerlendirmesi yapılan raporda, Türkiye'nin 2018 yılında, coğrafi konumu nedeniyle, uyuşturucu kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve yakıt kaçakçılığından kaynaklanan en yüksek kara para aklama riskleriyle karşı karşıya olduğunun altı çizildi. Türkiye'nin aynı zamanda "hem ulusal hem de uluslararası tehditlerden kaynaklanan" önemli terör finansmanı riskleriyle yüz yüze geldiği de belirtildi.
Son yıllarda, Türkiye'nin ilgili yasa ve yönetmelikleri önemli ölçüde güçlendirdiği, bunun "riskleri ele almak ve finansal sistemi kötüye kullanan suçluları ve teröristleri saptamak ve önlemek için olumlu eylemlerin temelini oluşturduğu" ifade edildi.
<>
Ancak bu olumlu adımın yeterli olmadığı, "Türkiye'nin, etkinliğini artırmak için pek çok alanda uygulamayı hızla iyileştirmesi gerektiği" kaydedildi. Raporda, "Yetkililer iyi işbirliği yapıyor ve koordine ediyorlar ancak şu anda sadece birkaç mahkumiyetle sonuçlanan kara para aklama soruşturmaları yetersiz. Bu yolda finansal zekayı daha iyi kullanmaları gerekiyor. Ayrıca, suçluları, suç gelirlerinden kalıcı olarak mahrum bırakmak için ulusal bir strateji geliştirmelidir" tavsiyelerine yer verildi.
Terör finansmanı soruşturmalarında Türk makamlarının büyük ölçüde, terör zanlılarının elinde bulunan varlıkların tespitine odaklandığı, bu araştırmanın fonların toplanması, taşınması ve fonların veya diğer varlıkların kullanımını kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğinin de altı çizildi. "Türkiye'nin ayrıca gecikmeden, terörle bağlantılı varlıkları, terörizmin finansmanını ve kitle imha silahlarının çoğalmasına yol açan varlıkları dondurma yetkisini temelden iyileştirmesi gerekmektedir" denildi.
BANKACILIK SEKTÖRÜNE DE ÖNLEM UYARISI
Türk bankacılık sektörünün kara para aklama ve terörün finansmanı konusundaki tedbirlerinin de incelendiği raporda, "sektörün suçla bağlantılı işlemlere potansiyel olarak maruz kalma ihtimalini iyi anladığı ancak terörist finansmana maruz kalma durumlarını daha az kavradığı da" tespit edildi. Emlakçılar, kıymetli metal ve taş satıcıları gibi finansal olmayan işletmelerin de karşılaştıkları riskleri daha az kapsamlı ve bazen sınırlı bir anlayışla ele aldıkları da eksiklikler arasında sıralandı.
Mali ve diğer sektörlerin denetiminin genel anlamda iyi geliştiği, ancak "uymayanlara yönelik yaptırımların etkili, orantılı ve caydırıcı olmadığı" da vurgulandı.
Bu boşlukların hızla ele alınması gereken raporda, Türkiye'nin bunları gerçekleştirmemesi durumunda finansal denetim önlemlerinin yetersiz olduğu ve gözlem altında olan Bahamalar, İzlanda, Moğolistan, Pakistan, Panama, Suriye, Yemen, Gana ve Kamboçya gibi ülkelerin yer aldığı "gri listeye" girebileceği belirtildi.
<>