CHP İstanbul Milletvekili Av. Turan Aydoğan, Diyarbakır Barosu’nun raporunda belirtilen karantina sürecinde çocuk istismarı vakalarının arttığı yönündeki bilgiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu. Aydoğan, “Karantina süreci çocuklar için cehenneme dönmemeli. Acil önlemler alınmalı.” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Turan Aydoğan, Diyarbakır Barosu’nun çocuk istismarı vakalarının karantina sürecinde arttığını ifade ettiği raporu incelediğini ve vahim bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu söyledi. Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlarda mağdur çocuk için yapılan avukat görevlendirmesine dair son 5 yıllık verilerin paylaşıldığı rapor Türkiye’de ilk Koronavirüs vakasının görüldüğü 10 Mart ila 29 Nisan 2020 tarihleri arasında kentte 50 çocuğun cinsel istismara uğradığı doğrultusunda. Aydoğan, durumun ciddi şekilde irdelenmesi gerektiğini ifade ederek, gerek Adalet Bakanlığı’nın gerekse de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın hızla harekete geçmesi gerektiğini ve konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdiğini söyledi.
SÖZLEŞMELERİ ANIMSATTI
Aydoğan Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri hatırlatarak “Uluslararası insan hakları evrensel bildirgesinde çocukların özel ilgi ve yardım hakkı olduğu, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulunca kabul edilen Çocuk Hakları Bildirisi gibi referans verilebilecek, imzamız olan birçok anlaşma ve bildirgede çocuğun üstün yararının sağlanması konusunun açık ve net biçimde ifade edildiğini hatırlatmak isterim. Bunu her seferinde hatırlatmak zorunda kalmak ayrı bir sorun elbette. İlgili bakanlıkları bu süreci çocuklar için en az hasarla atlatmak için derhal harekete geçmeye davet ediyorum.” şeklinde konuştu.
DEVLET TÜM MEKANİZMALARIYLA HIZLA MÜDAHİL OLMALI
Pandemi sürecinden bağımsız olarak hali hazırda çocuk istismarını önlemek adına yapılan çalışmaların da yetersiz olduğunu ifade eden Aydoğan, “Çocukları özellikle cinsel istismardan korumak için devletin yapması gereken somut birçok adım var. Daha çok Çocuk İzleme Merkezi, konu hakkında meslek gruplarına eğitimlerin verilmesi, toplumu duyarlılığa sevk edecek kamusal çalışmalar ve en önemlisi hukuki süreçlerin sağlıklı ve şeffaf ilerlemesi gibi. Şimdi olağanüstü bir süreçten geçiyoruz ve bu süreçte çocukları korumak için daha farklı önlemler almak gerektiği anlaşılıyor. Diyarbakır Barosu raporun Türkiye genelinde çıkarıldığını düşünün. Kötü bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha fazla geç olmadan devletin tüm mekanizmalarıyla konuya müdahil olması gerek.” ifadelerini kullandı.