Gazeteci Akif Beki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sanatçılar için verdiği iftarı köşesine taşırken, "Cumhurbaşkanı’nı sevdikleri, iktidar partisini destekledikleri için suçlanabilirler mi? Elbette hayır. Fakat sevgilerini gösterme şiddetinde fahiş bir artış gözleniyor. Hararetlerinin derecesi, maddi sıkışıklıklarının ve duydukları ihtiyacın şiddetini de yansıtıyor gibi" dedi.
Beki, yazısında şunları kaydetti:
"Neme lazım, iktidarın yerinde olsam şu taşın altını da kaldırır bir hinlik ararım... Cumhurbaşkanlığının Dolmabahçe iftarına katılan sanatçıların tezahüratlarındaki doz artışı, neyle açıklanacak? Türkücü Şükriye Tutkun, 'Keşke babam olsa' diye yüksek sesle iç geçiriyor. Magazinci Hakan Ural, 'Devletin yalakası' olduğunu gururla haykırıyor. Payitahtçı Bahadır Yenişehirlioğlu, Erdoğan’la fotoğrafını 'Hünkarım' coşkusuyla paylaşıyor. Gönül bu. Cumhurbaşkanı’nı sevdikleri, iktidar partisini destekledikleri için suçlanabilirler mi? Elbette hayır. Fakat sevgilerini gösterme şiddetinde fahiş bir artış gözleniyor. Hararetlerinin derecesi, maddi sıkışıklıklarının ve duydukları ihtiyacın şiddetini de yansıtıyor gibi. Halkın sıkışıklığını, sıkıntısını dillendirmek, iktidara göre siyasi istismar... Ekonomik sorunlardan bahsetmek, üç oy toplamak uğruna yine siyasi istismar... Göçmen politikasını sorgulamak, hem de nasıl siyasi istismar...
İktidar, hoşlanmadığından değil. Güya siyaset, bu konular üzerinden yapılmaması gerektiği için istismar oluyor. Başka niye yapılacaksa. Anlıyoruz ki bunlar, iktidar nazarında ayıp, yakışıksız ve ahlaken rahatsız edici bir sömürüye giriyor. Öyleyse... Güzide sanatçılarımızın; salgın kapanması, müzik yasağı, o bu derken düştükleri sıkışıklıktan yararlanmak, bunun üstünden propagandayı içe sindirmek neye giriyor peki?"