Karar yazarı Elif Çakır: KKM için “çağın buluşu” demişlerdi şimdi yandan yandan kurtulmaya çalışıyorlar

Ama tabii böyle olmadı; Nebati’nin sözlerinin tam tersi oldu, olmaya da devam ediyor.

Şimdi yandan, yandan kurtulmaya çalışıyorlar…

Ne tuhaf, değil mi?

***

Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati seçim arifesinde (10 Mayıs 2023) çıktığı bir televizyon programında Kur Korumalı Mevduat için “çağın buluşu” nitelemesi yapmış, seçim sonrası dönemde iktidarın para politikasında herhangi bir değişiklik yapmayacağını açıklamıştı, demişti ki:

“Politikaların setini oluşturan Cumhurbaşkanımız seçmene bir vaatte bulunuyor. Bu da faizlerin artırılmaması yönünde. Bu politikalara uygun şekilde bir yapı ile ilerleyeceğiz. Kur Korumalı Mevduat dönemin buluşu oldu. Önümüzdeki dönemde de olmaya devam edecek.”

Ama tabii böyle olmadı; Nebati’nin sözlerinin tam tersi oldu, olmaya da devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan para politikasında değişikliğe gitti, Merkez Bankasının, çok sınırlı da olsa politika faizini artırmasına izin verdi ve şimdi Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası eliyle Kur Korumalı Mevduattan da kurtulmaya çalışıyor.

***

İktisatçı olmadığım için mevzuyu anladığım haliyle anlatayım.

Şöyle oldu: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” tezinin maliyeti vatandaşlar olarak hepimizin belini büktü. Erdoğan bu tezini gerçekleştirmek için ısrar edip faizleri düşürdükçe enflasyon patladı, kur patladı, döviz karşında paramız değerini kaybetti, eridi gitti.

Her geçen gün alım gücünü kaybeden, parası pula dönen yurttaş parasının değerini korumak, evini geçindirebilmek için parasını dövize çevirdi, bu durum dövizin TL karşısındaki yükselişini daha da artırdı.

CB sistemine geçerken dolar kuru 4,5’lardaydı, yani belini, omurgasını kıracağım derken dolar kuru 4,5’du.

Ülkeyi uçuracağı, doların, faizin, enflasyonun belinin kırılacağı vaadiyle getirilen CB sisteminin üçüncü senesinde dolar aldı başını gitti, Merkez Bankası’nın arka kapıdan sattığı dövizler bile çözüm olmadı ve meşhur o 20 Aralık 2021 sabahı dolar 18 lirayı gördü.

Ve 20 Aralık 2021 akşamı Erdoğan bakanlarıyla yaptığı toplantının peşinden “Naslar neyi gerektiriyorsa onu yapacağım elbet, hüküm bu” diyerek o meşhur “faiz demeden faiz diyen” modelini sundu, dedi ki:

Kurdaki dalgalanmayı durdurarak, nispi bir istikrarı sağlamak için serbest piyasa ekonomi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz. Kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen yurttaşlarımıza yeni bir finansla alternatif sunuyoruz. İnsanlarımızın bankadaki TL varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan yurttaşlarımıza ödenecek. Bundan sonra hiçbir vatandaşımızın ‘kur daha yüksek olacak’ diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine gerek kalmayacak.”

Erdoğan bu sözlerle açıklamıştı, KKM’yi, faiz yerine “mevduat kazancı” dedi. Mevduat getirisiyle faiz getirisi aynı şey değil mi? Aynı fakat faiz demeden faiz demişti.

Çok acayip gerçekten!

***

Ülkemizin tüm saygın ekonomistleri iktidarın söylemiyle ‘KKM modelinin’ hazineye maliyetinin ağır olacağını, bu modelin sürdürülebilir olmadığını söylediler. Çıktığı bir televizyon programında KKM’nin geçici bir çözüm olduğunu açıklayan dönemin Maliye Bakanı Nebati “KKM’nin olumlu neticelerini çok kısa sürede göreceğiz. Finansal istikrarı üç günde, Cumhurbaşkanımızın manifestosuyla sağladık. Düne kadar yüksek faiz kesin çözüm diyenlere de tokat gibi bir yanıt oldu. En kötü senaryoda bile Hazine’ye bir yük getirmiyor” demişti. (23 Aralık 2021)

Hazineye yük getirdiğini, Hazinenin KKM’nin yükünü taşıyamaz hale geldiğini tüm iktisatçılar, muhalefet partileri dile getirdi.

Ki irrasyonel bir modeldi. Gelir adaletsizliği sağlayan bir çözüm önerisiydi.

Şimdi Erdoğan mecburen, başka çıkış yolu kalmadığı için, Mehmet Şimşek ve Hafise Gaye Erkan’ın göreve getirdi, onlar da ülkeyi rasyonel zemine döndürmeye çalışıyorlar, bir irrasyonelliği daha bitirmeye çalışıyorlar.

Zaten günlük dilimizde aniden “rasyonel” kelimesine böyle yoğunlukla kullanılmasını Mehmet Şimşek başlattı.

Ama her iyi gitmeyen, sonucu iyi olmayan, olumsuz şeyleri Erdoğan açıklamadığı için bunu da Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası eliyle yapıyor.

KKM’nin faziletlerini anlatmıştı, modele geçişi Erdoğan açıklamıştı, KKM’yi sonlandırmak Mehmet Şimşek’e düştü.

Hem de gene “çağın buluşu” bir yöntemle; Merkez Bankası KKM ile döviz mevzuatını azaltıp TL mevduat hesaplarına geçişi artırmak için yeni düzenlemeler yapmış. Bu düzenlemeye göre vadesi gelen KKM’den standart TL mevduatına geçişte hedefi tutturamayan bankaya ceza geliyor. Özel bankalar KKM’de parası olan müşterilerini TL mevduatına (faizine) geçmesi için oturacaklar ve ikna edecekler.

Müşterisini ikna edemeyen banka ceza ödeyecek.!

İktidar yetkilileri çıkıp örneğin vatandaşlarına TL faizine geçin, KKM’den çıkın önerisinde bulunmuyor! Erdoğan çıkıp örneğin denizde su bitti, KKM yok artık, KKM’den çıkmayana ceza gelecek açıklaması yapmıyor! KKM’nin Hazine ve Merkez Bankası’nın üstünde nasıl ağır bir yük haline geldiğini kimse söylemiyor, söylemeden kurtulmaya çalışıyorlar.

Oysa anlatabilir değil mi? Sanki bu, özel bankalarla müşterileri arasındaki bir sorunmuş gibi yaklaşıyor iktidar mevzuya.

Özel bankalar çıkıp örneğin çok haklı olarak “sofrayı kuran kaldırsın” diyebilir fakat diyemiyor doğal olarak!

Ama daha önemli bir soru var.

Bütün bu her şeye rağmen Erdoğan çıkıp yıl sonunda örneğin vazgeçtim, KKM’yi uzatıyoruz kararı verebilir mi?