Karar yazarı Elif Çakır: Melissa’yı kazandık ama binlerce Melissamızı kaybediyoruz

Sizler ülkemizin medar-ı iftiharısınız.

Ayaklarına taş değmesin, mutluluk daima bir adım önlerinden gitsin… Boğulduğumuz, nefes alamadığımız, umutsuzluğun, belirsizliğin bir karabasan gibi üzerimize çöktüğü şu günlerde hepimize nefes verdiler, umut oldular. Çok ihtiyacımız vardı böylesi bir başarıya.

Kızlar; Gizem, Cansu, Melisa, Hande, Aslı, Eda, Zehra, İlkin, Elif, Simge, Kübra, Derya, Ayça ve Ebrar hepinizin önünde minnetle eğiliyorum, sonsuz teşekkürler.

İyi ki varsınız… İyi ki var olmuşsunuz…

Sizler ülkemizin medar-ı iftiharısınız.

Ve elbet ki emeği geçen, gece gündüz çalışan, bu başarıda ter döken, çorbada suyu olan, tuzu olan isimlerini bildiğimiz bilmediğimiz maddi ve manevi desteği olan herkese teşekkürler.

***

Kızlarımızın diyorum ilginizi çekti mi, fark ettiniz mi bilmiyorum. Bu oyuncularımızın tamamı bu iktidar döneminin çocukları. Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı döneminde yetişmişler, büyümüşler.

Günlerdir büyük bir hazımsızlıkla başarıları görmezden gelinen, mutlu olmayı, sevinmeyi bilmeyen bir kesimin giysileri tartıştığı, yaşam tarzları sebebiyle linç ettiği, düşmanlaştırdıkları, ötekileştirdikleri Elif 2001; Derya, İlkin, 2000; Zehra, Melisa 1999; Hande 1997; Ayça, Cansu 1996; Aslı 1995, Kübra 1994, Gizem 1993, Simge 1991 doğumlu. Yaşı en büyük olan kaptanları Eda 1987 doğumlu, ki AK Parti iktidara geldiğinde 15 yaşındaymış.

Bunu şunun için söylüyorum bu başarıyı en çok sahiplenmesi gereken, bu başarıdan en çok mutlu olması gereken iktidar yetkililerdir. Kendi iktidarları döneminde yetişen, büyüyen bu kızlar ülkelerini gururlandırdılar, vatanlarını onurlandırdılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da AK Partili yetkililer de güya dini değerler ve milli kaygılar üstünden trol kafalıların yürüttüğü linçlere aldırış etmeden milli takımımızın başarısını tebrik ettiler, kutladılar.

Ancak daha fazlasını gösterebilirlerdi, göstermeliydiler. Bu çünkü fazlasıyla övgüyü hak eden bir başarıdır.

Bunu şunun için söylüyorum, örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan oyuncularımızı getirmesi için Cumhurbaşkanlığının uçaklarından birini gönderebilir, oyuncularımızı ülkemize tarifeli uçakla değil kendi uçağıyla getirebilirdi. O uçaklar zaten ülkemizin uçakları. Ülkemize milli bir başarı kazandıran oyuncularımız fazlasıyla hakkediyorlardı.

Şampiyonluğu İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın oyuncuları kazanmış olsaydı, bu ülkelerin iktidarlarının oyuncularını ülkelerine tarifeli uçakla döndürmelerini anlayabilirdim.

Filenin Sultanlarının bu büyük başarısında ülkemiz için fakat asıl iktidar için büyük bir ders var, asıl bunu konuşmalıyız.

Dünya basını günlerdir Avrupa şampiyonu olan ülkemizi ve Melissa Vargas’ı konuşuyor, övgüler yağdırıyor.

Melissa Vargas takımın en değerli oyuncu, en iyi pasör çaprazı. Milli takımımızın da neşe kaynağıymış ayrıca.

Melissa olmasaydı olur muydu; asla onsuz olmazdı. Başarı pastasındaki oranı büyük.

Melissa aslen Küba’lı ve hikayesi o kadar tanıdık ki.

Mesela tüm dünya basınının inanılmaz övgüler yağdırdığı Melissa için siyasetçiyle, iktidarıyla, devlet yetkileriyle, vatandaşlarıyla Küba’lılar ne düşünüyordur?

Çünkü Vargas’ın hikayesi bizim için de o kadar tanıdık ki?

O yüzden bu büyük başarıda iktidar için büyük bir dersler var diyorum.

Melissa Vargas, kendi ülkesinin istenmeyeniymiş; ülkesinde tukaka edilmiş. Nefes alamaz hale getirilmiş, kendi ülkesinde kendisi için bir yarın görememiş. Kabiliyeti, enerjisi onu başarılı olabileceği bir ülke, bir memleket, bir vatan arayışına itmiş.

Ve bizim ülkemizi bulmuş, iyi ki ülkemizi bulmuş.

Ülkemiz Melissa Vargas’a sahip çıkmış, uzattığı elini tutmuş. Melissa Vargas kim keşfettiyse, ülkemize getirmek için kimler çaba gösterdiyse binlerce kez teşekkürler, ne iyi etmişler.

Melissa Vargas’a nüfus cüzdanını bizzat veren, sahip çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıca teşekkürler.

Her başarıya kendi insanlarımızla ulaşamayabiliriz… Önemli olan o eksiği tamamlayacak, gereksinim olan performansı gösterecek olan yeteneği bulup ülkemize getirmektir gelmelerini sağlamaktır. Özellikle uluslararası rekabette başarı sağlayabilmek için beceri transferlerine gereksinim vardır.

Çağımızda nitelikli insan yetiştirme mevzusunda gayet iyi durumda olan ülkeler bile başka ülkelerdeki nitelikli insanları, beyinleri kazanmaya çalışıyorlar, ki nitelikli insan yetiştirme mevzusunda sorun yaşayan ülkeler yetenekli insan hayati öneme sahiptir.

Ülkemiz Melissa Vargas’ı kazandı. İktidar Melissa’ya elini uzattı, ona umut oldu, gelecek vaat etti. Ama maalesef ki kendi kabiliyetlerini, nitelikli insanlarını kaybediyor. Elinin tersiyle itiyor parlak beyinlerini…

Ülkemde kendime bir gelecek, bir yarın, bir umut göremiyorum diyen nitelikli insanlarına kapıyı gösteriyor. Onları gitmeye itiyor.

Ülkemizdeki binlerce insan tıpkı Melissa gibi rahatça yaşayabileceği, tu kaka edilmeyeceği bir ülke, bir vatan bulmak için gidiyor. Beyin göçü hızlanmış ve artmış durumda. Melissa’yı kazandık fakat binlerce gencimizi kaybediyoruz, yani ülkemizin geleceği açısından facia alarmı çalıyor.

İnşallah Erdoğan elini uzatır ve çalan o facia alarmını durdurur. Bizim ayrıca, üstüne dünyanın tüm kabiliyetlerini kazanmamız gerekiyor, bir tane bile insanımızı kaybetme lüksümüz yok.

Spor Haberleri

Trabzonspor'da şaşırtan ayrılık kararı! Abdullah Avcı, iki yıldızla yollarını ayırıyor
Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü belirlendi! İmzalar yakında atılacak
Ali Koç Real Madrid'in efsane ismi ile yüzyılın bombasını patlatıyor!
Galatasaray, İlkay Gündoğan Transferi İçin Harekete Geçiyor!
Beşiktaş 15 milyon euroluk golcüsünü buldu: 37 gol 66 asist