Aileyi korumayı çok istiyorlarmış.
Kutsal değerleri vs varmış.
Tıpkı Türk ve Müslüman’lara olan ilgileri gibi... Ama o ilgi Uygur Türkleri olunca ne kutsal değerler ne de milliyetçi değerler akıllara gelmiyor.
Aile ve çocuk çok ama çok önemli diyorlar. Hatta teğmen Mehmet’in eşine bile partiye katılım töreninde çocuk yapmayı tavsiye ediyorlar.
İyi de bu iş kutsal değerlerle olmuyor.
Ailenin temel yapılarından biri de geçim durumudur. Çocuk yaptınız yapmasına da ihtiyaçlarını karşılayabiliyor musunuz?
Şu anda asgari ücret ve EYT tartışmaları yapıldığından bu konuya yeniden geldim.
Bir kere şunu net ifade edeyim: Enflasyonda gerçek rakam olmayınca yapılan maaş zamları sizi de aldatabilir.
Nitekim GSYH içinde ücretlilerin payı hızla düşüyor.
SGK verilerine bakıyorum: Eylül ayı itibari ile 17 milyon 391 bin kişinin ortalama günlük ücreti 360 TL...
Bakın bu işverenlerin beyan ettiği brüt ücrettir. Aylık ortalama 10,800 lira brüt ücrete eşit geliyor. Bu durumda ülkemizde 17,4 milyon çalışanın eylül ayı net ücreti 8.400 lira.
Evet, durum bu.
Net ücret 8.400 liranın içinde milyonlarca asgari ücretli ve dr mühendis ne ararsan hepsi var.
Bu ücrete ne yeter acaba...???
Ailede 1 çalışan var ise o ailenin açlık sınırı zaten 7.800 lira. Eğer kirası da var ise kiraya para kalmıyor.
Ya çocuklar?
O çocuklar ne yer ne içer? Nasıl okula giderler... Okulun istediği ıvır-zıvır her şeye nasıl para bulurlar?
Güya da eğitim bedava... Hatta kitaplar da bedavaymış.
Nitekim durumun ne kadar vahim olduğunu görüyoruz.
Yetersiz beslenme nedeniyle ortaya çıkan sağlık sonuçları çok vahim. Okullarda öğrenciler açlıktan kıvranıyor.
Türkiye önce Arjantin sonra da Venezula olur dediğimde maalesef çocuklar ve beslenme açısından Venezuela olduk bile. Çok üzgünüm..
Biliyorsunuz orada halk ABD’ye karşı beka savaşı(!!!) verdi ve açlıktan zayıfladılar.
***
Bakınız ekonomi çökünce millet çocuk yapamaz oldu. Bir ülkenin kendi nüfusunu koruması için aile başına en az 2,1 çocuk gerekiyor.
Biz bu rakamı en son 2014’de gördük.
Devamında ekonomi çökünce aile başına çocuk sayısı 1,70’e geriledi.
Bu felaket ama felaket ötesi bir şey.
Türkiye’nin ileriki yıllarda nüfusu gerileyecek. Bu açık ve net.
Batı ve Karadeniz bölgelerinde aile başına çocuk sayısı 1,50’nin bile altına düştü.
Bu daha da büyük felaket.
Bir de tutmuşlar aileyi koruyacaklarmış.
Önce ekmeğini-yemeğini ve insanca bir yaşamı ver. Sonra o aileler evlat sahibi olabilsin ve evlatlarına bakabilsin.
Yoksa kuru lafla bu işler olmuyor.
Ülkemiz içten içe yıkım yaşıyor. Bunu defalarca yazdım ve izah ettim. En büyük yıkım ise geçim derdinden dolayı aile kurumu yaşıyor.
Ve Türkiye’de bu kutsal AİLE KURUMUNU AK PARTİ ekonomi ile yıkıyor.
Daha ötesi var mı?