Kahveci, enflasyon ve dış ticaret açığının problem olarak kalmaya devam ettiğini vurgulayarak "Üretim-Yatırım-İstihdam-İhracat derken aslında bunlar yerine Tüketim ve İthalat politikası uyguluyoruz" ifadelerini kullandı.
Artan ithalat nedeniyle döviz ihtiyacının birkaç ülkeden karşılandığını yazan Kahveci, "Dolayısı ile bu gidişle turizm ve müteahhitlik dışı yıllık ekstra dış kaynak ihtiyacımız 50 milyar dolar seviyelerine geliyor. Seçim sonrası ödenmek için şu anki döviz ihtiyacını da şeffaf olmayan bir şekilde Rusya’dan, BAE’den, S Arabistan’dan vs karşılıyoruz" değerlendirmesini yaptı.
İki seçenek var
Seçim sonrası döviz ihtiyacının karşılanması için iki yol olacağını söyleyen İbrahim Kahveci, "İmkanı yok... O zaman iki seçenek var: Ya bu heterodoks denilen ne olduğu belli olmayan politikalar değişecek ve faizler artırılıp kemerler sıkılacak... Ya da....büyük yıkıma gideceğiz" diye yazdı.
Kahveci, şu ifadeleri kullandı:
"Böyle bir yapının değer üretimi mümkün değil... Bu ortamda sadece domates ve hıyar üretebiliriz. Onları satabilmek için Putin’den ricada bulunuruz.
Bu yönetim ve yapısı bizleri giderek daha fakir edecektir. Süreç çok net: Değer üretmeyen, akla ve bilime dayalı politikalar yerine inanca dayalı hurafelerle yönetim zenginlik getirmez. Bu kesinkes doğru bir kuraldır."