Berkan, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki vize krizine ilişkin olarak, "‘Avrupa bize neden vize vermiyor’ diye sormazdan önce kendimize sormalıyız: Biz neden Avrupa’ya göç etme konusunda bu kadar hevesliyiz?" yorumunu yaptı. Berkan, "Türkiye’de kendilerine gelecek görmüyorlar, hor görülmekten hoşlanmıyorlar, ülkede özgürlükler ve demokrasi geri gidiyor… Bu açıklama klişe haline gelmiş olmakla birlikte çok da yanlış değil" ifadesini kullandı.
Almanya'nın geçen yıl kendisine de ret verdiğin, Amerika vizesi için de ‘idari inceleme’nin 6 aya yakın sürdüğünü belirten Berkan, "Geçmiş torpilli gazetecilik günlerimde hafta sonu kapalı konsolosluktan acil vize almış biriyim; gerektiğinde bu ülkelerin diplomatik temsilciliklerinin neleri yapabildiğini gayet iyi biliyorum yani. Peki bu sefer neden böyle olmuştu?" sorusuna yanıt aradı.
Berkan, şunları kaydetti:
"Birincisi daha az önemli: Gerek Amerika ve gerekse AB ülkeleri, salgın döneminde iç yönetim değişikliği yapıp vize işlerini diplomatların denetiminden kendi iç güvenlik teşkilatlarının denetimine vermişti. ABD vizesine Homeland Security Bakanlığı, Schengen vizesine ise ülkelerin göçmen işlerine bakan bakanlığının memurları karar veriyordu. Bu da vize düzeninin tamamen değişmesine neden olmuştu.
İkinci ve daha önemli faktör, ülkemizin durumu, daha çok da ülkemizdeki beyaz yakalı orta ve orta üst sınıfların ruh haliyle ilgiliydi. Sadece benim kişisel yakın çevremden 5 aile son 5-7 yıl içinde yurt dışına göç etti."
Berkan, yazısında "Aslında daha yoksul kesimler için Schengen vizesi almak düne kadar zaten imkansız bir şeydi, onlara potansiyel göçmen gözüyle bakıldığı için pek çoğu bu yüzden başvurmuyordu bile. Şimdi potansiyel göçmen olarak görülme sırası gezmek için veya iş için Avrupa’ya gitme gücü olanlara geldi. Vize redlerini bu kadar çok duyuyor olmamızın nedeni de bu kişilerin toplumsal statüleri, yoksa yıllarca yoksulları işitmediğimiz gibi işitmezdik bile" diye ifade etti.