Gazeteci Mehmet Ocaktan, “Şu anda yaşanan derin ekonomik krizin, toplumun önemli bir kesiminde özellikle adalet ve özgürlükler konusunda yeni farkındalıklar oluşturduğunun da altını çizmek gerekiyor. Galiba ekmeğimiz küçüldükçe demokrasiyi de keşfedeceğiz” düşüncesini dile getirdi.
Ocaktan yazısında, “Hemen belirtelim, demokrasi ve özgürlüklerle ilgili farkındalığın esas itibariyle ülkeyi yönetenler nezdinde oluşması gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’nin esas talihsizliği de bu noktada başlamaktadır. Eğer bugün ülkede, şiddete başvurmadıkları sürece herkesin gösteri yapma hakkı Anayasa’nın 34. maddesinde teminat altına alınmasına rağmen, iktidar erki "Sokaklara döküleceklermiş, ya siz 15 Temmuz'u görmediniz mi? Cumhur İttifakı sizi gideceğiniz yere kadar süpürecektir" diyerek insanların anayasal haklarını yok sayabiliyorsa o toplumda hukuk güvenliği yok demektir. Maalesef Türkiye sadece ülkeyi yönetenlerin söylemleri noktasında değil, hukukun işleyişi açısından da ciddi riskler içeren bir ülke haline gelmiş bulunuyor. Bu yüzden de Türkiye, 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde (Rule of Law Index) 139 ülke arasında 117'inci sırada yer almaktadır." ifadesini kullandı.
Ocaktan şunları kaydetti:
"Kuşkusuz durduk yerde böyle bir Türkiye fotoğrafı ortaya çıkmıyor. Bir bakanın “Metruk binaları yıkın, hukuk arkadan gelsin” benzeri açıklamalarından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına meydan okumaya kadar hukuki görünürlüğümüzü zedeleyen öylesine bir resim veriyoruz ki sonunda kaybeden Türkiye oluyor. Mesela son dönemde simgesel hale gelen Osman Kavala davası… Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) Kavala'nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye için "ihlal prosedürü" başlatmasına rağmen bu konuda hala bir adım atılmış değil.
Oysa hukuk devleti, en temel tanımıyla temel hak ve özgürlükleri tanıyan, bu hak ve özgürlükler için güvence sistemi oluşturan ve böylece bireylerin hukuki güvenliğini ve de yargı bağımsızlığını sağlamayı taahhüt eden devlettir.
Muhtemelen birileri ‘hukuksuzlukla’ ekmeğin ya da fukaralığın bir ilgisinin olmadığını söyleyecektir. Hemen belirtelim, bir ülkede hukuk güvenliği yoksa yabancı yatırım gelmez ve aynı zamanda ülkenin kredibilitesi de olmaz. Dolayısıyla yatırım olmazsa ekmeğimiz de büyümeyecek demektir."