Ocaktan, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Daha işin başında sınırlarda ciddi kontroller yapılabilir, ülkeye gelen insanların şehirlerdeki iskanı belli bir plan ve programa bağlanabilirdi. Daha da önemlisi akılcı entegrasyon politikalarıyla göçmenlerin Türk toplumuyla uyumu kolaylaştırılabilir ve doğal olarak yeni toplumsal travmaların oluşması önlenebilirdi.
Ama ne yazık ki iktidar meselenin bu boyutuyla hiç ilgilenmedi, sonunda belli bölgelerde gettolar oluştu ve o şehirlerde işsizlikten bunalan, yoksulluk utancı yaşayan insanlarda Suriyeli göçmenlere karşı müthiş bir öfke birikimi oluştu. Ama bilelim ki giderek ırkçı bir tavra dönüşen bu yabancı düşmanlığı Türkiye’ye yakışmıyor, çünkü Türkiye toplumu her zaman mağdura, mazluma kucak açan bir toplum olmuştur.
Dolayısıyla Suriyelilere yönelik öfkeli söylemleri, yan bakan duruşları bu toprakların kadirşinaslığı ile bağdaştırmak mümkün değildir.
Ayrıca Türkiye’deki işsizliğin, zamların ve fukaralığın sorumlusu da göçmenler değil. Bugün itibariyle ekonomiyi dönülmez akşamın ufkunda belirsizliğe terk eden 'faiz sebep, enflasyon sonuç' formülünü de göçmenler icat etmedi."