Karar yazarı Mehmet Ocaktan: Umarım yalan değil iyilik kazanır

Maalesef AK Parti bizzat kendi inanç değerlerini ve ilkelerini imha eden bir seçim kampanyası yürütüyor.

Bugün Cuma, Pazar günü sandığa gidiyoruz ama öylesine utanç verici ve de kirliliğin dibini bulan bir iktidar diliyle karşı karşıyayız ki zerrece vicdanı olan herkesi utanca boğacak bir manzara bu…

Öyle anlaşılıyor ki AK Parti’de kaybetme endişesi çok büyük… Bu yüzden de “Artık bu kadarını da yapmazlar” dediğimiz ne kadar kirlilik varsa hepsini toptan devreye sokmuş bulunuyorlar.

Maalesef AK Parti bizzat kendi inanç değerlerini ve ilkelerini imha eden bir seçim kampanyası yürütüyor.

2019 yerel seçimleri hariç tutulduğunda, AK Parti hiçbir dönemde kendini bu tür küçük hesaplara mahkum etmemişti. Her seçim öncesinde makul bir dille icraatlarını anlatır ve projeleriyle milletin huzuruna çıkardı.

Ama bu kez başka bir AK Parti ile karşı karşıyayız. Artık ekonomide duvara dayandığını görüyor, hukuksuzluğun, millete tepeden bakan bir anlayışla soğan fiyatını dillendiren insanları bile aşağılayan ve özellikle de yolsuzluk algısının millet nezdindeki itibarını zedelediğini çok iyi biliyor.

Kısacası hikayenin sonu yaklaştıkça, ayak üstü hazırlanan ‘çılgın projeler’in de halkta karşılık bulmadığını gördükçe elindeki son barutu da ateşliyor, ‘çılgın iftiralar…’

İnsafın, vicdanın kaybolduğu, ahlaklı olmanın hiçbir anlam ifade etmediği hüzün verici günleri yaşıyoruz.

Oysa rahmet dini olan İslam’a inanan, rahmet peygamberi olan Hz. Peygamber’e gönül veren insanlar böyle olmamalıydı. Ama ne yazık ki dindarlar olarak çok kötü bir sınav veriyoruz ve en acı olanı da gelecek nesillere çok kötü bir miras bırakıyoruz.

Korkarım gelecek nesiller bugünlere dönüp baktıklarında “Bu nasıl bir Müslümanlık anlayışıdır ki sırf iktidar hırsı uğruna şeytanın bile aklına gelmeyecek yalanlar söylemişler, aynı dinin mensuplarına akıl almaz iftiralarda bulunmuşlar” diyecekler.

Düşünebiliyor musunuz, dindar ve muhafazakar bir iktidar olduğuna inandığımız AK Parti’nin İstanbul mitinginde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun reklam filmine Kandil baronlarından Murat Karayılan’ın videosundan kesilerek montajlanan görüntüler yüzbinlerce insana izlettiriliyor. Ve bütün ahlaki duvarlar yıkılarak “İşte bunlar Kandil’le birlikte çalışıyor” benzeri söylemlerle hepimizi utandıran bir kampanya yürütülüyor.

Bu da yetmiyor, Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı kullanılarak montajla ‘Sana söz’ sloganıyla sahte afişler hazırlanıyor. Yüz yıl düşünsem Allah’a inandığını söyleyen bir insanın “İktidara gelirsek Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da özerklik ilan edeceğiz” ve “Oğlun istediği takdirde erkek arkadaşıyla evlilik yapabilecek” yazılı sahte broşürler hazırlayabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.

Ama ne yazık ki “Bu kadar da olmaz” dediğimiz öylesine akıl almaz şeyler oluyor ki artık bunların hiçbirine şaşırmıyoruz. Neredeyse her AK Parti mitinginde “Millet İttifakı iktidara gelirse Öcalan’ı serbest bırakacak, Diyanet İşleri’ni kapatacak” benzeri söylemlerle yüzbinler adeta yalanla efsunlanıyorlar…

Evet bu yaşadıklarımız bütün dindarlar adına esef verici bir durum. Ama bu politik tavrıyla AK Parti, dini ve ahlaki değerlere gerçek anlamda asla inanmadığını ve bu prensiplerin sadece seçim malzemesi olarak bir değer ifade ettiğini göstermiş oluyor.

Artık şunu biliyoruz, geniş toplum kesimleri nezdinde bütün inandırıcılığını yitiren AK Parti’nin bu çılgın kampanyasının, kendisini AK Parti’ye mecbur hisseden belli bir kesim dışında pek fazla bir karşılığı olmayacaktır. Ayrıca bu zehirli dil 2019 seçimlerinde zaten iflas etmişti, dolayısıyla Pazar günü de sandıkta pozitif sonuç üretmesi mümkün değildir.

Bu kampanya bilinçli bir tercihin sonucu mudur, yoksa çaresizlik midir bilemem ama tehlikeli olduğu kesin… Zira AK Parti bu kampanyada çok açık bir şekilde PKK-Kandil ve LGBT propagandası yapıyor.
İktidarın tam sandığa giderken oynadığı bu tehlikeli oyun da gösteriyor ki AK Parti, eğer üç-beş oy getirecekse bütün inandığı değerleri yok sayarak PKK ve LGBT reklamı yapmaktan bile çekinmeyecektir.

Her şeye rağmen yine de iyimser düşünmekten yanayım, bu yüzden de birazcık olsun imani bir sorumluluk hissi taşıyan insanların bu kadar yalana ve iftiraya vicdanlarının isyan edeceğine inanıyorum.

Umarım sandıkta ‘yalan’ değil, iyilik kazanır…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.