Gazeteci Mustafa Karaalioğlu, Türkiye ekonomisinin sıradışı ve sansasyonel bir deneye tabi tutulduğunu belirterek, "Milli paranın ağır değer kaybı, döviz borç servisinin -2 trilyon liraya kadar- yükselen ilave maliyeti ve müzmin yüksek enflasyon pahasına bir deneye girmiş bulunuyoruz. Herhangi bir ekonomi yönetiminin herhangi bir zamanda, herhangi bir konjonktüre bağlı olmaksızın yapmak zorunda olduğu yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı yeni keşfetmiş gibi ilan etmek ve üzerine bir de bedel ödemek zaten başlı başına bir sansasyon. On dokuz sene başka ne yapıyorduk da yatırım, üretim, ihracat yapamıyorduk. Yok, yapıyor idiysek zaten olmakta olan şeye “yeni model” demek neyin nesi?" diye yazdı.
Yatırımın, üretimin, ucuz borçlanmanın ve cazip ülke olmanın tek yolunun hukuktan geçtiğine işaret eden Karaalioğlu, "Cumhurbaşkanı yeni modeli anlatırken bilinen makro ekonomik kavramları peş peşe eklemek yerine, Türkiye’nin tartışmasız bir hukuk devleti olacağını ilan etseydi, siyasetin hukuk üzerindeki otoritesinin bittiğini duyursaydı ve duyurduğunu tatbikatta gösterseydi yatırım gelmeye başlar, üretim ve ihracat da tabiatı gereği artardı. Hatta ihracat için Çin’in bunalıma girmesini beklememize de gerek kalmazdı" diye ifade etti.