Merkez Parti Genel Başkanı Karslı, getirilmek istenen düzenlemenin sadece gazeteci ve yazarlara değil bütün sosyal medya kullanıcılarını etkileyeceğine işaret etti. Karslı, hukukta kötüye kullanılması ve şahısların aleyhine yorumlanması mümkün olan her şeyden kaçınmak gerektiğini belirterek, düzenlemenin ifade özgürlüğüne zarar vermesinin yanında zaten dava yükünü fiziken kaldırmakta güçlük çeken adli mercilere ek bir yük getirmekten başka bir işe yaramayacağını kaydetti. Aynı zamanda hukukçu olan Karslı şöyle devam etti:
“Eğer yorumla suç meydana gelecekse bu sanığın aleyhine demektir. Böyle bir düzenleme hukukun doğasına aykırıdır. Yorum ve suç iç içe geçirilmemelidir. Halkı yanıltıcı bilgi derken hangi bilgi halkı yanıltıcıdır suali sorulmalıdır. Bu durum sorun çıkarır ve çok dava açılmasına neden olur. Türkiye’de şu an zaten adli mercilerdeki hakim ve savcılar davaları yürütmek için fiziken yeterli gelmiyor. Bizdeki bir hakim ve savcıya düşen dosya sayısını Avrupa ülkeleriyle kıyasladığınızda kat kat fazladır. Hakim ve savcılar zaten bu işin altından kalkmakta zorlanıyorlar. Bir de böyle bir düzenlemeyle ek bir iş çıkarılırsa altından kimse kalkamaz.”
CİDDİ BİR SANSÜR DEMEKTİR
TCK’da buna benzer bir düzenlemenin zaten olduğuna dikkat çeken Karslı, “TCK’da bu varken yeniden sosyal medya ile ilgili böyle bir düzenleme getirmek ciddi anlamda bir sansür demektir. Sosyal medyada yazılan, çizilenlerin sansürleneceği anlamına gelir. Bu durum Cumhurbaşkanına hakaret davalarına benzemektedir. 65 bin civarı hakaret davasından bahsedilmektedir. Söylenilen basit bir söz bile hakaret kabul edilerek şahısların aleyhine dava açılmaktadır. Bu düzenleme de kötüye yorumlanacaktır. Halkı yanıltıcı bilgi var diye sosyal medyada yapılan her paylaşımdan dolayı dava konusu edilebilirsiniz. Çok riskli bir düzenleme, sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Ya böyle bir düzenleme yapılmaması lazım ya da halkı yanıltıcı bilgi nedir tarif edilmelidir. Yoksa çok kötüye kullanılmaya açık bir düzenlemedir” ifadelerini kullandı.