Ali Kaya Soysal
Beşiktaş Şampiyonlar Ligi B grubunda şu ana kadar en zor maçına çıkıyor Benfica önünde, çünkü;
1- Rakibimiz son Avrupa Şampiyonu Portekiz liginde en yakın rakibinin 5 puan önünde namağlup lider..
2- Maçın üç skorunun ikisi işine yarıyor..
3- İlk maçta sakatlıklarından ötürü oynayamayan başta golcü Kostas Mitroğlu olmak üzere 4 futbolcusu geri döndü..
Toplam 8 gruba bir göz atarsak, biraz E grubu hariç diğerlerinde birinciler ve hatta bazılarında ikinciler belli iken bizimkinde bitime 2 maç kala her takımın iddiası var. Bu durumu masaya yatıralım isterseniz: Napoli 7, Benfica 7, Beşiktaş 6 ve D.Kiev 1 puanla sıralanıyor. Kalan maçlar ise bu gece...
Beşiktaş-Benfica , Napoli-D.Kiev , 6 Aralık'ta ise D.Kiev-Beşiktaş ve Benfica-Napoli...Tabela 15 gün sonra her türlü sıralamaya açık, nasıl mı?
Hiçbir iddiası kalmamış gibi gözüken 1 puanlı D.Kiev'in kalan iki maçını galip bitirirken Napoli ye 3 fark yaptığını varsayalım, Benfica'nın da hem Beşiktaş'ı, hem de Napoli'yi kendi evinde yendiğini düşünelim, puantaj şöyle oluşur. Befica 13 , D.Kiev 7, Napoli 7, Beşiktaş 6... İkili averajdan Kiev-Benfica ile kolkola devam ederler, Napoli Avrupa Ligine, Kartal ise annemizin ligine döner. Biliyorum, bu çok kötü bir senaryo oldu ama teorik olarak böyle bir olasılık mevcut, ulusal takımımızın Fransa 2016'ya nasıl gittiğini hatırlıyalım..
***
Bu örnekle dikkat çekmek istediğim nokta, 1 puanlı D.Kiev'in bile matematik olarak şansı varsa 7,7, 6 puanlı 3 takımın oynayacağı toplam 4 maç nelere gebe tahmin edebiliyormusunuz?
Bir önceki örnekten sıyrılıp daha realist düşünecek olursak Beşiktaş'ın Avrupa Ligi cebinde gibi, ancak bir tarafta iki maçı 6 puanla bitirip 3 milyon Euroyu kasaya koymak ve gruptan çıktıktan sonra 16'lara kalma bedeli, belki biraz daha ilerisi belli mi olur, minimum 10-15 milyon daha kazanmak, diğer yanda ise prestiji ve geliri daha düşük Avrupa Ligi...Futbolcular açısından ise, fiyatlarını üçe, beşe katlayabilecekleri görkemli bir pazar, öte yandaysa umutların tükenmediği Avrupa Ligi veya uç örnekte olduğu gibi eve dönüş...
***
Beşiktaş bana göre çok zor bir fikstürde yakalandı kalan 2 maça. Bu geceden üç gün sonra lider Başakşehir, sonra Kadiköy'de Fenerbahçe ve birkaçgün sonra Kiev deplasmanı. Aslında bu sıkışık maç trafiği düşünülerek derinlikli bir kadro kurdu yönetim, ancak ilk onbir oyuncuları olan Caner, Talisca , Rhodolfo ve Tosiç'in aynı anda yok olmaları pek öngörülmemiştir herhalde. Hakikaten büyük talihsizlik. Neyse karalar bağlayacak halimiz yok, eldeki kadroda çok değerli başka alternatifler de var. İnönü stadının atmosferi belki bu açığı kapatır diye umalım..
Tekrar bu gecenin içine dönecek olursak Şenol Hoca şöyle bir onbirle başlayacak sanırım: Fabricio - G.Gönül, Marcelo, Atınç, Beck - Atiba , Oğuzhan , Tolgay , Quaresma , Adriano - Aboubakar.. Umarım geri dörtlüde bir sakatlık veya kart olmaz. Tosiç tam hazır değil bildiğim kadarıyla ama ben bu satırları yazarken maça 24 saat vardı, bünyesi kuvvetlidir, belki oynar duruma gelebilir. Atınç'a bir parantez açmak istiyorum. Alt yapıdan gelen bu oyuncu Biliç döneminde son 6-7 hafta oynatıldı ve kusursuzdu. Öyle ki kendisini takip eden Leipziglilerin dikkatini çekti ve dolgun bir ücrete, kulübüne de kazandırarak gitti. Bu sezon kiralandı ama Şenol hoca onu adeta unuttu, çoğunlukla 18'e almadı. Bence hata yaptı şans vermemekle. Ama sakatların çokluğundan geçen hafta Adana maçında ilk onbirde sahaya çıktı. 90 dakika hatasızdı. Önemli savunma hamleleri yaptı, kornerden gelen 2 topta kafayla pozisyona girdi; alnını kullanmadığı, boynunu yere eğmediği için ikisini de auta attı. Penaltı pozisyonunda ise müdahelesi topaydı, fakat rakibe de değdi, tartışılırdı yani demem o ki, bu gence güvensin BJK seyircisi, kesinlikle olası bir hatasında tepki göstermesin, tabi oynarsa...
***
Benfica çok ve çabuk pas yapan bir takım, teknik oyuncuların sayısı fazla, böyle takımlara aynı silahla karşılık verilir, o nedenle Oğuzhan ve Tolgay'a çok iş düşüyor. Quaresma farklı bir psikolojiyle oynayacaktır, rakip Portekiz takımı olduğu için. Adriano'nun uluslararası tecrübesi, kaliteli ortaları ve tabi üstünden gol stresini atmış görünen Aboubakar'ın bitiriciliği...Atiba'ya hiçbir şey demeye gerek yok, söylenecek tek nokta, baskı yiyecektir, o nedenle topları ayağından çabuk çıkarmasında fayda var.. Ve Fabricio, bence maçın kilit isimlerinin başında geliyor... Sonradan oyuna katkı yapacaklar bence G. İnler ve Cenk kenarda kafa olarak kendilerini maça hazır tutmaları gerekir.
Maç uzun süre berabere giderse, mesela 70-75'lere kadar, Benfica'nın tek handikapı maçın beraberliğinin kendilerine yarıyor olmasının yaratacağı ruhsal ortamdır. Bu bölümde kurulacak baskı ve gol ayakları neticeyi lehimize çevirebilir, bunu yaparken rakibin Avrupa'nın en hızlı kontraya çıkan ekiplerinden biri olduğunu unutmamak gerekir. Erken atılan veya yenen gollerde olabilir, bu durumlarda yapılacak yegane refleks sakin kalabilmektir, burada da en büyük görev yine Oğuzhan'a düşüyor..
"Lafla peynir gemisi yürümez" o nedenle bakalım saha içinde neler yaşanacak, topun canı kimi isteyecek, hakem faktörü ne denli etkili olacak?
Benfica'yı yenmek zor ama imkansız değil...Başarılar Kartal....