Önceki gün hakkında yürütülen casusluk suçlaması ile bir kez daha tutuklanan cezaevindeki Osman Kavala, suçlamalara yanıt verdi.
Osman Kavala, "Tutukluluğumu ne pahasına olursa olsun devam ettirme niyetinin, yargı mensuplarını yasaları ihlal etme noktasına sürüklemiş olduğunu görmek son derece üzücü ve endişe vericidir" ifadesini kullandı.
Dün, 15 Temmuz soruşturması kapsamında “casusluk” suçlamasıyla üçüncü kez tutuklanan iş insanı Osman Kavala, avukatları aracılığıyla bir açıklama yaptı. Kavala açıklamasında “Hiçbir delile dayanmayan, ancak öncekilerden daha da saçma olan bu iddianın, Yargı Reformu paketinin getirdiği, iddianame öncesi 2 yıllık tutuklama süresi kısıtlamasını ve AİHM’in ihlal kararını boşa çıkartmaya yönelik olduğu açıktır” ifadelerini kullandı.
Medyascope'tan Caner Polat'ın haberine göre; Osman Kavala, tutuklanmasının Türkiye’deki ceza yargılamaları açısından “tehlikeli bir örnek” olduğunu vurguladı. Kavala açıklamasında, “Tutukluluğumu ne pahasına olursa olsun devam ettirme niyetinin, yargı mensuplarını yasaları ihlal etme noktasına sürüklemiş olduğunu görmek son derece üzücü ve endişe vericidir” sözlerine yer verdi.
“DEVLET KENDİNE BAŞKA BİR MEŞGALE BULSUN”
Ayrıca bugün Osman Kavala’nın avukatı İlkan Koyuncu yazılı açıklama yaparak Kavala’nın tekrardan tutuklanmasına tepki gösterdi. Koyuncu “Devlet kendine başka bir meşgale bulsun” dedi.
KAVALA’NIN TUTUKLULUK SÜRECİ
Kavala 15 Temmuz soruşturması kapsamında 1 Kasım 2017’de Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun 309.*(1) ve 312.*(2) Maddelerinden tutuklanmıştı. Yargı Reformu paketiyle kanunlaşan “iddianamesiz tutukluluk süresi iki yılı aşamaz” maddesi uyarınca 11 Ekim 2019’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen tahliye edildi.
Ancak Gezi Parkı davası kapsamında tutuklu yargılandığı için tahliye işlemi gerçekleşmedi. Gezi Parkı davasında çıkan beraat kararı sonrasında ise Osman Kavala’nın tahliye edilmesi bekleniyordu. Kavala henüz tahliye edilmeden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kavala ile ilgili 15 Temmuz soruşturması kapsamında gözaltı kararı çıkardı. Kavala 15 Temmuz soruşturması kapsamında tekrar tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kavala’nın avukatlarının AİHM’e yaptığı başvuru bugün kesinleşecek. Aynı zamanda 25 Şubat 2020 günü Kavala’nın avukatları tutuklu bulunduğu 15 Temmuz soruşturması kapsamında “uzun tutukluluk” gerekçesiyle tahliye başvurusu yaptı, başvurunun önümüzdeki günlerde karara bağlanması bekleniyordu.
'YENİ DELİL BULUNDU' GEREKÇESİ
Hukuki süreci bekleyen Kavala ve avukatları dün gece saatlerinde bu kez de TCK 328.*(3) madde uyarınca“siyasi ve askeri casusluk suçlamasıyla” ifadeye çağrıldı. Kavala 15 Temmuz soruşturmasında “yeni delil bulunduğu” gerekçesiyle ifadesinin ardından tekrardan tutuklandı.
Kavala’nın ABD vatandaşı Henri Barkey ile telefon görüşmeleri ve telefonlarının “aynı baz istasyonundan sinyal alması” delil olarak dosyaya girdi. Henri Barkey’in “yabancı devletler lehine istihbari faaliyet yürüttüğü” iddia edildi. Kavala’nın avukatları Henri Barkey ile Kavala’nın HTS ( arama trafiği kayıtları ) kayıtlarının olmadığını kanıtladıklarını iddia etmişti.
AYNI DOSYADAN ÜÇ KEZ TUTUKLANDI, BİR KEZ TAHLİYE OLDU
Kavala’nın avukatı İlkan Koyuncu Kavala’nın üçüncü kez tutuklanmasını şu sözlerle anlattı:
“İlk tutuklanma sürecinde; emniyet gözaltına aldı, ifade aldı, savcılığa sevk etti, savcılık ifade almadan tutuklamaya sevk etti, Osman Kavala Sulh Ceza Hakimliği huzurunda tutuklandı. İkinci tutuklanma sürecinde; emniyet gözaltına aldı, ifade almadan savcılığa sevk etti, savcılık ifade almadan tutuklamaya sevk etti, Osman Kavala Sulh Ceza Hakimliği huzurunda tutuklandı. Üçüncü tutuklanma sürecinde; emniyet ifade almadı, savcılık ifade almadı, Sulh Ceza Hakimliği huzura almadı, yine tutuklandı.
"BEN SİZİN YERİNİZE UTANIYORUM"
Koyuncu Kavala’nın aynı dosyadan üç kez tutuklandığını ve bir kez tahliye olduğunu vurgulayarak, “ ‘Osman Kavala başka bir suçtan tutuklandı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu hak ihlali kararı ve Yargı Reformu’nun getirdiği ‘soruşturma aşamasında tutukluluk süresi iki seneyi aşamaz’ hükmü uygulanmaz’ diyecekler. Ben sizin yerinize utanıyorum” dedi.
TCK 309: Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs.
TCK 312: Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs.
TCK 328 : Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etmek.