Kemal Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarımız yardımlarını yaparken o partili bu partili diye ayırmıyor. Devletin kaynaklarının büyük kısmının bir avuç insana aktarıldığını biliyoruz. Adeta 84 milyon insan bir avuç için çalışıyor. Özet olarak 5’li çete için çalışıyor" dedi.
Ekonomideki gelişmelere ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Türk lirasını erittiler, milli paramız. Milliyetçi arıyorsanız gelin kardeşim, CHP çatısı altında tamamının milliyetçi olduğunu göreceksiniz. Parayı pul edeceksin, doları kontrol edemeyeceksin, borç üzerine borç alacaksın, sonra 'Ben milliyetçiyim' diye gezeceksin. Böyle milliyetçilik olmaz" diyerek iktidarı eleştirdi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından satırbaşları şu şekilde:
"İşçiyle görüşüyorum, çiftçiyle görüşüyorum, emekliyle görüşüyorum, sanayiciyle görüşüyorum. Hepsinde aynı kaygı var, hepsinin sunduğu ortak bir soru var. 'Nereye gidiyoruz? Ne olacak Halimiz? Bir çıkış var mıdır?' diye soruyorlar. 'Bu endişeyi nasıl gideceğiz?' diye soruyorlar.
'ŞİKAYET ETMİYORUZ, ENGELİ AŞMASINI BİLİYORUZ'
Her bir belediye başkanımız tüm engellemelere rağmen başarılı bir performans sergiliyor. Çözümsüzlüğün olmadığını, çözümün olduğunu görüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilmedi. Yapmamız gereken geniş bir kucaklaşmayı, geniş bir helalleşmeyi hayata geçirmektir. Daha güzel bir geleceğe toplumu hazırlamak bizim görevimizdir. Belediye başkanlarımız bu engellerin yasa dışı olduğunu biliyorlar. Ama çok güzel bir şey yapıyorlar, şikayet etmeden devam ediyorlar. Şikayet etmiyoruz, engeli aşmasını biliyoruz ve kararlıyız. O zaman bulunduğunuz bölgede insanlara umut veriyorsunuz.
Bu toplantıyı bir tek belediye başkanımızın olmadığı ilde yapıyoruz. Dün belediye başkanı arkadaşlarım alanlara çıktılar. Bizim çözümlerimiz sevgiden yanadır. Bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyoruz.
'HER BİRİMİZ HALK İÇİN ÇALIŞIYORUZ'
İktidara Kara Kış Fonu çağrısı yaptık, dinlemediler. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bir çocuk bile yatağa aç giriyorsa, yapacağınız en yüksek siyaset o çocuğun karnını doyurmaktır. Onların yapamadığını, ellerinde iktidar olarak devasa bütçe olmasına rağmen yapamadıklarını, siz mütevazı bütçelerinizle yapıyorsunuz. Onlar hesap veremezken, sizler hesap veriyorsunuz. Aramızda siyah ile beyaz kadar fark var. Her birimiz halk için çalışıyoruz.
Belediye başkanlarımız yardımlarını yaparken o partili bu partili diye ayırmıyor. Devletin kaynaklarının büyük kısmının bir avuç insana aktarıldığını biliyoruz. Adeta 84 milyon insan bir avuç için çalışıyor. Özet olarak 5’li çete için çalışıyor. 84 milyondan kesilen kaynaklar büyük ölçüde buraya gidiyor.
İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş mağdur olan tüm kesimleri dinlemektir. İlk yapacağımız iş Ekonomik Sosyal Konsey’i toplamak, tarafları dinlemek. Sorunlar aktarılacak. Bir toplumsal uzlaşmayı sağlamak zorundayız. 'Benim dediğim doğrudur' anlayışını uzaklaştıracağız. Sorunları çözecek olan siyaset kurumudur. Karşı tarafı da ikna edeceğiz. Kayserili sanayici de esnaf da çiftçi de bunu böyle bilsin. Siyasette dayatma kültürü olmaz. Atalarımız “Akıl akıldan üstündür” demiş. Aynı kuralı uygulayacağız. Devlet adaletle, bilgiyle yönetilir. Dayatma kültürüyle bir devleti yönetemezsiniz ama yönetmeye kalkıyorlar.
'MİLLİYETÇİ ARIYORSANIZ GELİN KARDEŞİM'
Türk lirasını erittiler, milli paramız. Bir taraftan kendilerine milliyetçiyiz diyorlar, bir taraftan da Türk lirasını değerini pula döndürdüler. Milliyetçi arıyorsanız, gelin kardeşim, CHP çatısı altında tamamının milliyetçi olduğunu göreceksiniz. Milliyetçilik parasını pul etmeyendir, egemen güçlere diz çökmeyendir. 6 okumuzdan birisi milliyetçiliktir. Parayı pul edeceksin, doları kontrol edemeyeceksin, borç üzerine borç alacaksın, sonra 'Ben milliyetçiyim' diye gezeceksin. Böyle milliyetçilik olmaz.
'BANKACILIĞIN B'SİNİ BİLMEYEN SİYASETÇİLERİN YÖNETİM KURULLARINDA NE İŞLERİ VAR?'
Banka yönetim kurulunda güreşçinin ne işi var? Sizin kredi notunuzu bir güreşçi nasıl belirleyecek. İşi bilmeyen siyasetçilerin, bankacılığın 'b'sini bilmeyen siyasetçilerin banka yönetim kurullarında ne işleri var? 5 alsınlar diye mi? Türkiye’nin refah ve huzurunu istiyorsanız, oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız. Kamu İhale Kurumu’nu kurmuşsunuz, 5’li çeteden birisine iş veriyorsunuz. İhale yok. Bizim belediye başkanlarımız Facebook üzerinden ihaleleri yayınlayınca, onlar da yayınlamaya başladılar. Sen büyük ihaleleri kime verdin, önce onu açıkla.
Eskiden bakanlıklarımızın binaları vardı. Şimdi binaları boşaltıp, kirada oturuyorlar. Döviz garantili ihaleler, Türkiye’nin soygun düzenidir. Güvenceyi dövizle neden veriyorsun? Öyle bir soygun düzeni kurmuşlar ki şeytanın aklına gelmez. Amerika’daki enflasyon olursa, AB’de enflasyon olursa onlar da bu fiyatlara yansıyor. Zaten güvenceyi de dolarla vermişsin. O ülkelerin enflasyonunu 84 milyonun sırtına nasıl yıkıyorsun. Bunların hepsini bitireceğim, 5’li çeteyi de bitireceğim. Devletin saydam olması, şeffaf olması lazım.
'FAİZİN DÜŞTÜĞÜ FALAN YOK'
Öyle bir hale geldi ki bir banka Merkez Bankası’ndan düşük faizle para çekiyor. Yüzde 4 ile Merkez Bankası’ndan alıyor, yüzde 22 ile devlete satıyor. Faizin düştüğü falan yok. Bunlar egemen güçlere hizmet ediyorlar.
Parayı alan dolar alıyor. Doları alan hep kazanıyor. Vatandaş hep kaybediyor. Güvenin olmadığı bir yerde insanlar kaybeder. Şu anda var olan iktidara toplumun en az yüzde 63’ü hiç güvenmiyor. Bugün bankalardaki mevduatın yüzde 63’ü Türk lirası değil. Bankalardaki mevduatın yüzde 63’ü döviz, geri kalan da garibanların Türk lirası. Bu ne demektir? Biz bu ülkeye güvenmiyoruz, birikimimizi dövizde tutuyoruz.
Elin parasını SWAP diye borç alıp Merkez Bankası’na koydular. Gerçek rezerv eksi 34 milyar dolar. Doları alan keyfini çıkarıyor, bir saat sonra tekrar yükselmeye başlıyor. 4.5-5 milyar dolar böyle gitti. Ticareti en iyi bilenler Kayserililer. Kayserilinin de nasıl soyulduğunu görmesi lazım. Borçla dolara müdahale ediyorlar. Nereye kadar müdahale edecekler?
Her birimizin sorumluluğu var. Önemli bir projemiz var. Samandağ’dan Mersin’e kadar Akdeniz’in en güçlü ülkesi haline getireceğiz Türkiye’yi. Katma değeri yüksek ürünler üretilecek orada. 5 yıl içinde Kayseri iki büyük Kayseri olacak, Sivas iki büyük Sivas olacak. Hızla büyüteceğiz. Nükleer enerji yapıyorlar. Dünyanın en pahalı enerjisini satıyorlar sanayiciye. Allahın izniyle iktidar olacağız, ürettiğimiz iktidarın maliyeti 5 centi aşmayacak."