Yüz yılda ülkede bedeller ödendiğini, bedel ödeyenlerden birinin de Ahmet Taner Kışlalı olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Kışlalı'nın, herkesin saygı duyduğu bir kişi olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, "Bir daha bu tür felaketler Türkiye'ye gelmesin, aydınlar susturulmasın. En büyük arzularımdan birisi bu." ifadesini kullandı.
Elif Akkuş'un, TRT'de uzun yıllar çalışan bir gazeteci olduğunu ve tutuklandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Akkuş'un davasını yakından izleyeceklerini kaydetti.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin haksızlığa karşı dimdik durduğunu, yedisinden yetmişine, ülkeye adalet gelinceye kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
Geçen hafta İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısının, Hakimler ve Savcılar Kuruluna yazdığı dilekçeyi gündeme getirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, dilekçede, yargı içinde çetelerin oluştuğunun yer aldığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bir başsavcı Ankara'ya dilekçe yazıp 'Yargının içinde çeteler oluştu' dememiştir. Eğer bu noktaya gelmiş ve bir savcı 'Yargının içinde çeteler oluştu' diyorsa bıçak kemiğe dayandı demektir. Yani devletin temelinin sarsıldığını hepimiz kabul etmeliyiz. Bunu dillendirdim. Mektubun can alıcı noktalarını okudum, arkasından habere erişim engeli getirdiler. Kimse duymasın, siz istediğiniz kadar söyleyin. Şu anda ister Hakkari'ye ister Trabzon'a ister Kırıkkale'ye, nereye giderseniz gidin 'Türkiye'de adalet var mı?' diye sorun; hepsi diyecek ki 'Hayır, adalet yoktur'. Adaletin olmadığını biliyoruz. Ama yürekli bir savcının bunu dillendirmesi, bizim adalet tarihimiz açısından da çok önemlidir. Bu dilekçe, ileride yargı tarihini yazacaklar için de önemli bir belge olarak önümüzde duruyor. Hatta öyle ki oluşan çetelerin, FETÖ'nün çetelerine rahmet okutacak düzeye geldiğini de dilekçesinde yazmak durumunda kaldı. Türkiye çalkalanıyor ama o hakimlerin tamamı yerinde duruyor. Savcıların ne olduğu belli değil. Mal varlığı araştırması yapılıyor mu yapılmıyor mu bilmiyoruz, ama bunların hepsi duruyor."
Adliyeye, camiye, kışlaya siyasetin girdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Birilerinin isteği üzerine istedikleri kişiyi mahkum ettirdiler, istediği kişiyi serbest bıraktılar ve bugün Türkiye ciddi bir sorunla karşı karşıya. Erişim engeli getirildi ama grup başkanvekili arkadaşlarımıza söyledim, erişim engeli getirilen konuşma metnim, TBMM Genel Kurulu'nda okunacak. Bunlar sanıyorlar ki 'Biz erişim engeli getirdik, artık Kılıçdaroğlu hiç konuşmaz'. Siz kimsiniz? Sizin feriştahınız da gelse bizi susturamaz. Adaleti bu memlekete getireceğiz, muhalefette olsak da getireceğiz." diye konuştu.
"Sözde devletlerin yöneticileri ne yapıyor"
Filistin'de, bütün dünyanın gözünün önünde masum çocukların katledildiğini, kadınların, yaşlıların öldürüldüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Kendilerini uygar dünyanın bir parçası olarak tanımlayan sözde devletlerin yöneticileri ne yapıyor?" sorusunu yöneltti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2 binden fazlası çocuk 5 bini aşkın insanın hayatını kaybettiğini belirterek, "Hastane bombalanır mı? Akıl var, mantık var. Ama bir insanın gözü dönmüşse, artık bir şeyi görmüyorsa ve kendi koltuğuna düşkünse, Netanyahu için söylüyorum, onlar giderler, elbette hastaneyi de bombalarlar. Bunun, bütün dünyanın gözünün önünde yapılması, 21. yüzyılın dünyası için en büyük ayıplardan birisidir. Çocuklar katledilecek, insanlar, kadınlar öldürülecek, hastane bombalanacak ve kimsenin sesi çıkmayacak." sözlerini sarf etti.