Kemal Sahir Gürel, Gülten Akın’ın 12 Eylül askeri darbesinin ardından 17 yaşında idam edilen Erdal Eren için kaleme aldığı “Büyü Yavrum” şiirinin besteleniş hikayesini anlattı. Twitter hesabından paylaşım yapan Gürel, Eren için yazılan şiirin bestelemesini abisi Ahmet Naim Gürel’in istediğini söyledi. Bestesini sanatçı Ahmet Kaya’ya da dinlettiğini ifade eden Gürel, “Ahmet Kaya’ya yeni bestemi gitarla çalarak dinlettim. ‘Kemal sana bir şey söyleyeyim mi; ben de bu şiir üzerine çalışıyordum. Ama senin besten çok güzel olmuş. Ben artık bestelemekten vazgeçiyorum’ dedi.” ifadelerini kullandı.
“YILDIZLAR İKİSİNİN DE YOLDAŞI OLSUN”
Gürel, bestelenme hikayesini şu ifadelerle anlattı:
“1986 yılında aklımdan melodiler geçiyor. Ama henüz tam oturmamış. Bağcılar-Parsellerdeki evimizin salonunda bağlama çalanarken, Ahmet Naim abim elinde Cumhuriyet gazetesiyle odasından çıkıp bana gazeteden bir şiir gösterdi. ‘Bunu besteleyebilir misin? diye sordu. ‘Bakayım, üzerine çalışayım’ dedim. Evden çıkarken gazeteyi yanıma almıştım. Birkaç gün üzerimdeki gazete ile gittim her yere. Hem melodilere bakıyor, hem de arada bir gazetedeki şiire göz atıyordum. Eve dönüşlerden birinde, bindiğim minibüs (Margirus) Topkapı’da arızalandı. Ben de en ön koltuktayım. Arıza giderilinceye kadar gazeteyi tekrar açıp mırıldandım. Bir iki denemeden sonra bulduğum melodinin söz ile beraber oturması hoşuma gitmişti: ‘Acılar alacak, yokluklar alacak Büyü de baban sana’…
Melodi beni içine çekiyor, üzerine gitmemi istiyordu. Durmuyor, giriş kısmını örmeye çalışıyordum minibüste mırıldanarak. ‘Büyü de baban sana Büyü de büyü’… O yıl Selda Bağca’nın Plak şirketinde karşılaştığım Ahmet Kaya’ya yeni bestemi gitarla çalarak dinlettim. ‘Kemal sana bir şey söyleyeyim mi; ben de bu şiir üzerine çalışıyordum. Ama senin besten çok güzel olmuş. Ben artık bestelemekten vazgeçiyorum’ dedi. Gülten Akın’ın Büyü Yavrum şiirinin müziğe dönüşmesinin öyküsü kısaca böyle. Ama daha önemlisi de şu: Ahmet Naim abim Erdal Eren’in aynı siyasetten yoldaşıydı lakin ikisi de hayattayken hiç tanışmamışlardı.
Bugün iki insanın ölüm yıldönümü. Erdal Eren, 13 Aralık 1980’de aslında 17 yaşında lakin yaşı büyütülerek idam edildi. Büyük ağabeyim Ahmet Naim Gürel’i ise 13 Aralık 2009’da kaybettik lakin sadece abimizi değil, yol göstericimizi ve büyük bir dostumuzu, yoldaşımızı aynı zamanda. Ahmet abim politik yaşamını çevresine hiç anlatmadı. Hava atmadı veya onun kimliğine dayanmadı. Çünkü çok mütevazı idi. Herkese sevgi ile yaklaşan, kol kanat geren müthiş bir yüreği vardı. Bu dünyaya kattıkları ve etkisi çok derindi. Yıldızlar ikisinin de yoldaşı olsun…