CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Millet İttifakını genişletmek için diyalog zemini oluşturma girişimi” olarak nitelendirilen görüşmeleri sürüyor. 15 Eylül’de Gelecek Partisi’ni ziyaret ederek genel başkan Ahmet Davutoğlu ile görüşen Kılıçdaroğlu’nun bu kez adresi eski bakan Ali Babacan öncülüğünde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi oldu.
Babacan’ın Kovid-19'a yakalanması nedeniyle gecikmeli olarak gerçekleşen ziyarette CHP lideri Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, parti sözcüsü Faik Öztrak ve genel başkan yardımcıları Bülent Kuşoğlu ile Oğuz Kaan Salıcı eşlik etti. DEVA Partisi heyetinde ise Genel Sekreter Sadullah Ergin, Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar, Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı ile Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın bulundu. İki partinin yöneticileri tarafından da “yeni parti kuruluşu dolayısıyla hayırlı olsun ziyareti” olarak yorumlanan görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü. Görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısında da CHP lideri Kılıçdaroğlu ittifak sorusuna, "Bugün sadece ziyarete geldik. Seçim zamanı değil. Görüşmede ittifak konuşulmadı” yanıtı verdi.
BAŞ BAŞA 45 DAKİKA GÖRÜŞME
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, Ziyarete katılan siyasetçilerden edinilen bilgiye göre yaklaşık 1.5 saat süren görüşmenin neredeyse yarısı Kılıçdaroğlu ile Babacan’ın baş başa görüşmesi olarak gerçekleşti. Bu görüşmenin Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu ile yaptığı özel görüşmeden daha uzun sürdüğüne dikkat çekildi. Heyetlerarası görüşmede ise ilk olarak Kovid-19 tedavisi yakın zamanda tamamlanan Babacan’ın sağlık durumu konuşuldu. Hem eşi ve çocukları hem de babası Kovid-19 tedavisi gören Babacan sağlık durumları ile ilgili bilgi verdi. Daha sonra il kongrelerine başlayan partinin örgütlenme çalışmalarında geldiği aşama ve önümüzdeki süreçteki planlamaları konuşuldu.
ESKİ BÜTÇE ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Kılıçdaroğlu ve Babacan’ın yanı sıra görüşmeye katılan heyetlerde yer alan Çanakçı, Öztrak, Böke ve Kuşoğlu da ekonomist olunca sohbetin büyük kısmı ekonomik gelişmeler üzerine oldu. Birbirlerini mesleki anlamda da yakından tanıyan, hatta farklı zeminlerde de olsa dönem dönem birlikte çalışmış olan siyasetçiler en çok bu konuda değerlendirmelerde bulundular. Babacan’ın ekonomi bakanlığı yaptığı dönemde Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olan CHP lideri Kılıçdaroğlu o dönemki bütçe görüşmelerine değindi. O dönem görüşmelerde yapılan eleştirilerin dinlendiği, bazı konularda sorulan sorular üzerine izahatlarda bulunulduğu bugün ise hiçbir eleştiri karşılık bulmazken sorulara dahi yanıt verilmediği ifade edildi.
ERDOĞAN’IN FAİZ ANLAYIŞI TÜRKİYE’YE PAHALIYA MAL OLDU
Görüşmede Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelen son Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Teklifi de gündeme geldi. Merkezi yönetim bütçesinin, program bazlı yapılmasıyla ilgili çalışma olarak sunulan düzenlemenin saydamlık ve şeffaflığı daha da yok ettiği, Meclis’in bütçe hakkının gasp edildiği, yok edildiği konuşuldu. Ekonomi ile ilgili genel değerlendirmede temelde bir anlayış ve zihniyet yanlışlığının yaşandığına dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faizi kontrol edersek enflasyonu da kuru da kontrol ederiz” şeklindeki yaklaşımının Türkiye’ye pahalıya mal olduğuna dikkat çekildi. Erken seçim olasılığı için de erken seçim tarihini ekonomideki gelişmelerin belirleyeceği ifade edildi.
İKTİDAR YENİ BİR SİSTEMLE ÇIKIŞ ARAYABİLİR
Edinilen bilgiye göre AKP ve MHP’nin şimdilik parti genel merkezlerinde çalıştığı seçim kanunu ve siyasi partiler kanununda değişiklik konusu heyetler arası görüşmede gündeme gelmedi. Ancak Cumhurbaşkanlığı Sisteminin tıkandığı, bu anlamda iktidarın yeni bir sistem ile çıkış arayabileceği, bunun parlamenter sisteme dönüş de olabileceği yönünde değerlendirmeler yapan oldu.
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİĞİ DEMOKRASİ ZEMİNİNİN OLUŞTURULMASI
Meyve ve pasta ikramı yapıldığı öğrenilen görüşme için iki partinin yöneticilerinden de “Son derece verimli ve olumlu bir görüşme oldu” değerlendirmeleri geldi. Görüşmede yer alan bir parti yöneticisi, “Demokrasiyi öncelediğinizde farklılıklar geri plana itiliyor. Türkiye’nin önceliği ve temel ihtiyacı bir demokrasi zeminin oluşturulması. O nedenle farklılıklardan çok ortaklıkları konuşuyoruz. Bu nedenle görüşmede de bu ortak zemin arayışının önemine vurgu yapıldı” dedi.