CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devlette bir çürüme olduğunu gayet iyi biliyorum. O çürümeye son vereceğiz. Sizlerin takdiriyle, devlet dediğimiz kurum liyakat üzerine inşa edilir. Liyakat ve adalet, işi ehline vermek demektir. İşi ehline vermediğiniz zaman devlette çürüme başlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, ilk olarak Seyyid Mahmut Hayrani Türbesi'ni, ardından Kurtuluş Savaşı'nın planlandığı Batı Cephesi Karargah Müzesi ile Nasreddin Hoca'nın mezarını ziyaret etti. Kılıçdaroğlu daha sonra Zekai Baloğlu Spor Salonu'nda düzenlenen "Büyük Yörük Türkmen Buluşması'na geçti.
Yörük ve Türkmenlerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu'na kurmaylarının yanı sıra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer eşlik etti. Muhittin Böcek, konuşmasının sonunda, Kılıçdaroğlu'na, "Büyük Yörük Türkmen Buluşması'nda katılımlarıyla bizleri onurlandıran, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında 14 Mayıs'ta Allah'ın izniyle, sizlerin desteğiyle Cumhurbaşkanımız olarak göreceğimiz Sayın Genel Başkanım" diye hitap etti.
'kültür dediğimiz bir parti işi değildir'
Kemal Kılıçdaroğlu da Akşehir'e 3'üncü kez geldiğini hatırlattı. Türkmen kültürünün sıradan bir kültür olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Tarihin derinliklerine uzanan, kadim bir kültür bu. Evet, uzun bir yoldan geldik, doğrudur. Anadolu topraklarına geldik doğrudur ama bize doğruyu öğreten Horasan erenlerini hiç unutmadık. Geldiler, Anadolu coğrafyasına, Horasan erenleri. Dilimizi unutmadık kültürümüzü unutmadık. Geleneklerimizi, örfümüzü unutmadık. O nedenle tarihin bize yüklediği sorumluluk, öğrendiğimiz kültürün geleneği kuşaklarımıza, evlatlarımıza da aktarmaktır. Zaman zaman aralarımızda, birlikte olmamız gerekirken zaman zaman farklı partilerin içinde yer aldık. Doğrudur. Bu da gayet doğaldır ama kültür dediğimiz bir parti işi değildir. Kültür dediğimiz bir insanın ruhudur. Bir insanın geçmişi ve bir insanın geleceğidir. Dolayısıyla kültür sıradan bir olay değildir. Kültür ancak tarihin bir süzülüp bugüne gelen ve bundan sonra da ileriye taşıyacağımız bir gerçektir, bir hayattır kültür. O nedenle her birimize tarihin sorumluluk düşüyor."
'Akşehir'i il yapacağız'
Kılıçdaroğlu, Akşehir'in Kurtuluş Savaşı'nda önemli yeri olduğunu ve il yapacaklarını belirterek, "Gazi Mustafa Kemal'i düşünün, Samsun'a çıktı, Amasya'ya geldi. Erzurum'a gitti. Sivas Kongresi'ni topladı ve bu illerin tamamı şimdi il, bazıları büyükşehir. Akşehir, tam 22 kez gelip burada çalıştığı, milli Kurtuluş Savaşı'nın asıl karargahı olan Akşehir, diğerleri il Akşehir niye il değil? Bağımsızlık savaşının, Milli Kurtuluş Savaşı'nın karargahı, asıl karargahı olan Akşehir. Bizim kadim kültürümüzün yerleşkesi olan bir şehir. Neden burayı il yapmayacağız? Yapacağız. Bu işin sağı solu yok. Bu işin tarihi var. Tarihe saygı duyuyorsanız, Akşehir'e de saygı duyacaksınız. Milli Kurtuluş Savaşı'nın ne olduğunu biliyorsanız, Akşehir'i de bileceksiniz. Milli Kurtuluş Savaşımızın kara kutusu Akşehir'dir. Bütün kararların alındığı yer Akşehir'dir. Dolayısıyla buranın ne kadar değerli bir bölge, kent olduğunu artık bilmek zorundayız. Evlatlarımıza öğretmek zorundayız'" dedi.
'İnsanları ötekileştirmeyelim'
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Asla ve asla insanları, insanları ötekileştirmeyelim. İnsanların kimliği başımızın üstüne. İnsanların inancı başımızın üstüne. İnsanların yaşam tarzı başımızın üstüne. İnsanı, insan olarak gördüğünüzde, insanı insan olarak değer verdiğinizde zaten adaleti sağlamak için ilk ve en önemli adımı atmış oluyorsunuz. O nedenle biz herkesi kucaklayan Anadolu, Trakya coğrafyasında, herkesi kucaklayan, herkese saygı duyan bir geleneği inşa etmek ve sürdürmek zorundayız. Bunu yapacağız. Emin olun bunu yapacağız. Haksızlıklar var. Biliyorum ciddi sorunlar var. Onu da biliyorum. Devlette bir çürüme olduğunu da gayet iyi biliyorum. O çürümeye de son vereceğiz, sizlerin takdiriyle. Devlet dediğimiz kurum liyakat üzerine inşa edilir. Liyakat ve adalet, işi ehline vermek demektir. İşi ehline vermediğiniz zaman devlette çürüme başlar. Her işin bir ehli vardır ve o ehil kişi kendisinden sonra, o işi yapacakları yetiştirir. Usta çırak ilişkisi bunun temelidir. Devlette de böyledir. Büyükelçi olmak için hemen mezun olduğunuzda sizi büyükelçiye atamazlar. Uzun süre çalışacaksınız. Bütün masalardan geçeceksiniz. Devleti bileceksiniz, dünyayı bileceksiniz. Devletinizin çıkarlarını bileceksiniz. Devletin çıkarlarınızı dünya coğrafyasının her yerinde savunacaksınız. Bunu savunacak bilgiye ve birikime sahip olacak, ondan sonra büyükelçi olacaksınız. Ama şimdi rüşvet alanı büyükelçi atadılar. Bu olmaz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. Açık ve net söylüyorum.''
Kılıçdaroğlu, kırsalda, yaylada çalışan kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primini devletin ödeyeceğini de belirtti.