Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un konuğu olan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Gülşen’in sözlerini eleştirdik zaten. Kendisi de zaten özür diledi. Grup Başkanvekilimiz de imam hatiplerin önemli okullar olduğunu, orada iyi eğitim alındığını söyledi. Olayı saptırmak için çareler arıyorlar. O sözlerin yanlış olduğunu bizzat o sözleri dile getiren sanatçı söyledi mi? Evet söyledi. Ben hukukçu değilim.
Bütün hukukçular aşağı yukarı bunun tutuklanmaya neden olamayacağını söylediler. Siz belli çevrelerden talimat alırsanız. Ben hakim ve savcıların da dikkatli olmalarını söyledim. İmam hatip ve çevrelerinin gösterdiği duyarlıktan çok daha fazlasını biz gösteriyoruz. İmam hatipleri istismar konusu yapmak istiyorlar.
O çevrelere şunları söylemek isterim; Bakara-makara diye Kur’an’la dalga geçenler bu ülkenin savcısı, hakimi, Adalet Bakanı, HSK, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan zat ne yaptı? Kutsal kitabımızla dalga geçen kişiye ne yaptılar? Büyükelçi tayin etiler. Büyükelçi olarak atadılar. Bunların söyledikleri ne kadar samimi? İnancı, dinimizi, kitabımızı, imam hatipleri istismar ederler. Ne için?Bakara makara diye Kur’an ile dalga geçen bir insan için ne yaptılar.
Bu ülkenin savcısı, cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı buna ne yaptılar. İslam dünyasının ruhunu oluşturan kutsal kitabı hakkında dalga geçen kişiye ne yaptılar, büyükelçi olarak atadılar bunu. Bunların söyledikleri ne kadar samimi? Dinimizi, kitabımızı oy için istismar ederler. Talimatla görev yapan savcılara ben Cumhuriyet Savcısı demem. 2017’de bir değişiklik yapıldı. Puanı kaldırdılar, torpille bir sürü hakim ve savcı aldılar. Yargının çöktüğü yerde devlet çöker, devleti çökerttiler. Devletin dibine dinamit koydular.
Tutuklamanın iki amacı var, gündem değiştirmek ve imam hatiplere sadece kendilerinin sahip çıktığını söylemek için. Kendi tabanını konsolide etmek için. AK Parti’nin içinde vicdan sahibi insanlar var. Sanatçı özür de diledi, özür dilemek erdemliktir.
Sedat Peker açıklamalar yapıyor. Hangi savcı harekete geçti. İtiraf ediyor, biz beraber bunu yaptık diyor. Bir tane savcı yok mu. Kişi yer, zaman, saat, isim veriyor, daha ne versin. Bir de elinden tutup getirsin mi, bir tek yapmadığı o kaldı. Sedat Peker elinden tutup savcıya götürecek ve diyecek ki beyler suçluyu ben size getirdim.
Ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiyi cumhuriyet savcısına bildireceğim dedi İçişleri Bakanı, neden bildirmedi. Acaba İçişleri Bakanı da bu suçun ortağı mı? Kim bu rüşvet alan adam. Siyaseti kirletiyorsun. Rüşvet alanı Bakan koruyor. Saray artık Türkiye’yi yönetemiyor, yönetemez zaten. Kimse kimsenin hakkında çıkıp rahat konuşamıyor. Gidin rüşvet alanı yakalayın, ben de ondan aldım diyecek. Peker’in iddialarının tamamı doğrudur, yaşamış zaten, bunu yaptık biz diyor.
Farklı düşündüğü için bir üniversite hocasını üniversiteden atıyorsanız zaten orası üniversite değildir, orada düşünce özgürlüğü yok demektir. Herkes bir kişi gibi düşünürse ülkede dünyada büyüme olmaz, aksi düşünce kadar değerli bir düşünce yoktur.
6 lider oturup karar verecek. Bu süreç gayet güzel işler. Hiç konuşulmadı. Yeri ve zamanı gelince konuşulacak tabi. Şu anda yayınladığımız bildiride seçeceğimiz cumhurbaşkanının niteliklerini sıraladık. Burada dayatma mantığıyla gitmek doğru değildir. Oturacağız, olgun insanlarız, ortak hedefimiz var.
Bu ülkede bozulan devlet çarkını yeniden düzeltmek, giden demokrasiyi geri getirmek, adaleti yeniden tesis etmek, işi ehline teslim etmek, vatandaşa hayat standardı sağlamak… Bunlarla ilgili kuralları belirlememiz lazım. Kamuoyunu ikna etmemiz lazım.
Cumhurbaşkanı gelip oturacak yerine, lakin sonuçta bizim öngördüğümüz hedeflerin tümünün gerçekleşmesi gerekiyor. Önce bu hedefleri belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanı olarak seçilecek kişinin 6 liderin belirlediği temel kuralları içselleştirmesi lazım. Cumhurbaşkanı sözleri verecek, altına imza atacak. 6 liderin çıkaracağı aday 13. cumhurbaşkanı olacak.