Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında AKP'nin izlediği dış politikayı eleştirerek, "Libya meselesiyle ilgili bizim söylediklerimizi Putin söyledi. Bize karşı çıktı, Putin’in söylediği her şeyin altına imza attılar. Devlet yönetilmiyor savruluyor" dedi.
Geçen yıl bütçe görüşmeleri ve TBMM’nin tatile girmesiyle son olarak 3 Aralık’ta grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 40 gün sonra ilk kez kürsüye çıktı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Huzur içinde yaşamak istiyoruz, ekonomik olarak güçlenmek istiyoruz. İstediğimiz Türkiye böylesine güzel bir Türkiye. Bütün komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti'nde 82 milyon vatandaşımızın endişeye kapılmasına gerek yok. Herkesin bir umudu var, o umudu büyüteceğiz.
"PUTİN’İN SÖYLEDİĞİ HER ŞEYİN ALTINA İMZA ATTILAR"
Hükümetin izlediği dış politikanın bize ne faydası oldu? Karnı doymayan, işsiz milyonlarca vatandaşımız var; 40 milyar doları Suriyelilere harcadılar. Sonra da kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. Libya meselesiyle ilgili bizim söylediklerimizi Putin söyledi. Bize karşı çıktı, Putin’in söylediği her şeyin altına imza attılar. Ne oldu şimdi? Dış politikayı sen mi biliyorsun, ben mi biliyorum? Ben sana söylüyorum ‘Birleşmiş Milletler'i davet et' diye. Bana ‘dış politikayı bilmiyor' diyordu. Ancak Putin’in telkini üzerine oturup böyle bir basın açıklaması yaptılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetilmiyor, savruluyor!
Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a ‘bakanlık’ uyarısı!
"GAZİLERE KARŞI GELEN BİR SARAY İKTİDARI VAR"
Devlet adaleti tesis etmekle görevlidir. ‘Gaziler onurumuzdur’ diye az evvel pankart açtı arkadaşlarımız. Bu iktidar ne yaptı? Gazilerimizin maaşını iptal etti. Allah aşkına bu mudur adalet? Gazilere karşı gelen bir Saray iktidarı var. Ama sonuna kadar mücadele edeceğiz. Gazilere karşı mahcup bir parlamentoyuz. Onların haklarını veremedik. Gazilerimiz endişe etmesin haklarını sonuna kadar savunacağız. Gazilerimiz, onurumuz şerefimizdir.
Üniversite öğrencisine sabah kahvaltısı veriyorsunuz, öğle yemeği veriyorsunuz. Sonra zam yapacağım diyorsunuz. Tasarrufu bula bula öğrencinin yemeğinde mi buldun? Tasarruf yapacaksan dolarla garanti verdiğin köprüden, hastaneden, havalimanlarından tasarruf yap!
"ELİNDE SİLAH OLANI ÜNİVERSİTEYE HOCA OLARAK ALIYORLAR"
Barış bildirisi imzaladı diye yüzlerce akademisyeni işten attılar. Ellerinde silah yok. Sadece kağıt ve kalem var. En sonunda AYM dedi ki bu ifade özgürlüğüdür. Bu hocaların yalnızca kağıt, kalem ve kitapları vardı. Elinde kalem olanları akademiden atıyor, elinde silah olanı üniversiteye hoca olarak alıyorsunuz. Olacak iş değil… Bu ülkeyi yönetenleri akla ve mantığa davet ediyorum.
Adalet evrensel bir kavramdır. İnsanoğlu bütün hayatını adalet aramakla geçirdi. Hepimiz kanun önünde eşitiz. İmtiyaz tanıyan herkesi uyarmak bizim görevimizdir.
"DEMEK Kİ VERİLEMEYECEK HESABIN VAR"
Trump, mal varlığını araştırırım dedi, ipliğini pazara dökerim dedi. Sus pus oldu. Çıkıp “Ey Trump araştırmazsan namertsin” demesi gerekirdi. Diyemedi. Egemen güçlerin oyuncağı haline geldi. Yüreğinde Allah korkusu olan tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. “Ey Trump benim mal varlığımı araştırmazsan namertsin. Benim verilmeyecek hesabım yoktur” diyemedi. Demek ki verilemeyecek hesabın var.
"KONTEYNERDEN EKMEK TOPLAYANI BİLMİYORLAR"
Asgari ücret bugün açlık sınırının altında. Saray'da oturanların işsizlik sorunu yok. İş arama gibi bir dertleri yok. Konteynerden ekmek toplayanı bilmiyorlar! Anne işsiz, baba işsiz, çocuk işsiz. Faturaları ödeyemiyorlar. İşsizliğin farkında bile değiller. “İş var kardeşim” diyorlar. Doğru var, sadece Saray’da var! İşsizliğin yuvaları yıktığını, nasıl bir sosyal felaket olduğunu bilmiyorlar. İşsiz nasıl geçinecek? Bu iktidar kimden yana? Fakir fukaradan mı, hortumculardan mı?
Kendisinin işi var, aylığı var. Emekli maaşı da var. Otobüs parası, uçak parası, elektrik, doğal gaz faturası ödemiyor. Ama Beyefendi kendi aylığına zam yaptı. Peki işsiz nasıl geçinecek? Bunu vicdanınıza bırakıyorum.
Vergi vermek bir ödevdir. Yurt dışında naylon şirket kurup Türkiye'de vergi ödememek için tezgah kuranlar vergi ödemeyecek ama asgari ücretli vergi ödeyecek. 15 milyon dolar para getireceksin, bir kuruş vergi vermeyeceksin. Bu mudur adalet?
"KENDİ MEDYALARINI OLUŞTURDULAR"
Medya gelişmiş demokrasilerde dördüncü güçtür. Şimdi gücü elinde bulunduran kibir sahileri kendi medyalarını oluşturmaya başladılar. Biz buna havuz medyası diyoruz. Gücü denetlememek değil, gücü pohpohlamak gibi görevleri var. O gazeteleri de kimse okumuyor. O televizyonları da kimse izlemiyor. Günün 24 saatinde aleyhimize yayın yapıyorlar. Kendilerine teşekkür ederim, bizim propagandamızı yaptıkları için. Basın İlan Kurumu’na talimat veriyorlar. BirGün, Evrensel, Cumhuriyet gazetelerine ilan vermeyin diye. Niçin? Çünkü Saray’ı eleştiriyorlar. Basını esir almak istiyorlar ama direnenler hep olacak! Çalışan Gazeteciler Günü kutlandı ama hangi gazeteciler? Yüzlerce gazeteci işsiz. Havuz medyası, gazeteler okunmuyor ama sayıyı yüksek gösterip ona göre Basın İlan Kurumu’ndan ilan alıyorlar. Öyleyse 100 bin tirajlı gazete neden kapansın? Gerçek rakamlar Sözcü, Cumhuriyet, BirGün Evrensel. Havuz medyası sahte rakamlarla Basın İlan Kurumu’nu hortumluyor.
SÖZCÜ GAZETESİNE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ
Osman Kavala 805 gündür hapiste. AİHM serbest bırakın dedi. Kararları uygulamıyorlar. Yüzlerce gazeteci hapiste. SÖZCÜ davası bunların en ilginç olanı. Oturdular hapis cezası verdiler. Emin Çölaşan’a, Necati Doğru’ya Metin Yılmaz’a… FETÖ’den hapis cezaları verdiler. Aklı başında olan herkes biliyor ki FETÖ ile mücadelenin bayraktarlığını SÖZCÜ gazetesi yaptı. Şimdi SÖZCÜ gazetesini FETÖ’cü diye yargılayıp hapis cezası veriyorlar. Medyamızın ‘amiral gemisi’ olan SÖZCÜ gazetesine ve yazarlarına şükranlarımızı sunuyoruz, hiçbir baskıya boyun eğmediğiniz için…