Kılıçdaroğlu’ndan Kızılay’a ‘Manhattan’ sorusu: ‘Öğrenciler mi Saray yandaşları mı kalacak?’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kızılay'ın Amerika'nın en pahalı yerinde

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kızılay'ın Amerika'nın en pahalı yerinde yaptırdığı yurdu gündeme getiren Kılıçdaroğlu, "Oraya gidip yurtta öğrenciler mi kalacak, yoksa Saray yandaşları orada kendi geleceklerini garanti altına mı alacak?" diye sordu.

Geçen hafta Elazığ'da yaşanan deprem felaketine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, enkaz altından çıkarılan yaralıların ve depremzedelerin yaşadığı sorunları anlattı. Elazığ'da gerçek bir insanlık dramı yaşandığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Öyle gidip merhaba başınız sağ olsunluk basit bir olay değil. İki aylık çocuğunu, 7 yaşındaki çocuğunu, kayınvalidesini, eşini kaybeden bir gençle görüştük. Ben evdeydim çocukların oradaydı dedi. Neden diye sorduğumda, 'Bizim ev soğuk kayınpederin ki sıcak diye oraya gönderdik' dedi. Bu vicdani bir deprem" dedi.

Kılıçdaroğlu deprem sonrası yapılanlara ilişkin şunları kaydetti:

"Elazığ'da deprem olduğunda valiyi aradım hemen, il başkanımız oradaydı henüz ölüm haberleri gelmemişti, inşallah gelmez dedik. Ama 6.8 şiddetinde hemen iki genel başkan yardımcısını ve milletvekili arkadaşlarımızı görevlendirdim. Elazığ milletvekilimiz zaten oradaydı. İş bölümü yaparak acaba burada ne oldu, yaraları nasıl sarabilirizin çabası içine girdik. Arkasından arkadaşlara söyledim, hemen gelmem gerekiyor mu diye sordum. Hayır dediler. Enkazdan insanlar çıkarılıyor, dolayısıyla bu aşamada gelmeniz doğru değil dediler. Daha sonra, arkadaşlar evet gelebiliriz dediler, gittik. Genel başkan yardımcılarını görevlendirdik ama başta büyükşehir belediyelerimizin yapacağı yardımı da koordine etmeye çalışıyoruz. Elazığ'daki belediyeler arasında köprüler kuruldu. Bunlar da yapıldı. Sivrice Belediyesi'ne gittim, belediye başkanımızla konuştuk, Yazıkonak Belediye Başkanı ile de konuştuk.

'ENKAZDAN ÇIKMIŞ KADIN 'ÇOCUĞUM İŞSİZ' DİYOR'

Hastanede yaralıları ziyaret ediyorum. Ölümden dönmüş, enkazdan çıkmış bir kadın bana “Çocuğum işsiz” diyor. Düşünün bu insanlık dramında dahi, mucizevi bir şekilde hayatta ve yine çocuğunu düşünüyor. Bu tablo nedir Allah aşkına?

Gerçek anlamda bir insanlık dramı var. Öyle gidip merhaba başınız sağ olsunluk basit bir olay değil. İki aylık çocuğunu, 7 yaşındaki çocuğunu, kayınvalidesini, eşini kaybeden bir gençle görüştük. Ben evdeydim çocukların oradaydı dedi. Neden diye sorduğumda, 'Bizim ev soğuk kayınpederin ki sıcak diye oraya gönderdik' dedi. Bu vicdani bir deprem."

AFAD'A TEŞEKKÜR

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Bölgedeyken ciddi eleştiriler aldım. Ben bu kürsüde vatandaşların sorduğu bir soruya siyasi iktidarın cevap vermesi gerektiğini söyledim. Deprem vergilerinin nereye harcadığınız vatandaşa açıklayın dedim. En ağır eleştiriyi aldım. AFAD'a teşekkür ederim. Her yerde çadırları vardı. Kızılay'ın değil AFAD'ın çadırları vardı. Kendilerine teşekkür ediyorum."

Depremle mücadelenin iki ayağı vardır. Birincisi önlem almaktır. Deprem olduğunda deprem bölgesinde insanlar ölmesin diye tedbir alacaksın, binayı dayanıklı alacaksın kardeşim. Devleti yönetmenin gerekçesi de budur. Deprem oldu binalar yıkıldı, onun adı kriz yönetimidir. Önlem almadığınız için insanlar ölüyor.

'BİNALARI ÇÖKENLERİN YÜZDE 99'U FAKİR'

Malatya'ya da Elazığ'a da gittim, daha önce de deprem bölgelerine gittim, binaları çökenlerin yüzde 99.9'u fakir. Bu da hayatın bir başka gerçeği olarak önümüzde duruyor.

Van depremini de biliyorum. Önlemi ne zaman aldın? 604 kişi öldükten sonra. Önce alacaktın önlemi. Efendim harcama yaptık. Doğru ama 100 metrekarelik evi depremzedeye 75 bin liraya sattın. Vergi aldın, eyvallah. Depreme dayanıklı konutlar yapacağım dedin, eyvallah. Deprem oldu, insanlar oldu, o evleri yapmadı, insanlar öldü. Bana kalkıp cevap veriyorsun. Harcadığın paranın daha fazlasını aldın. Bunu tüm Vanlılar biliyor.

Kızılay gibi bir kurum içten içe çürüyorsa o zaman devlet çürüyor demektir. Neden liyakat diyorum, devlet çürümesin diye. Bunun adı peçelemektir, malı götürmektir. Hülle ile Kızılay'ı kullanarak vergi kaçırma yoluna giderseniz bunun vebali ağırdır. Ha olması gereken ne? Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım. Ahlaklı bir yönetim varsa istifa etmesi lazım. Kim bilir arkasından daha neler çıkacak. Araştırma önergesi kabul edilirse Kızılay'ın hangi partinin arka bahçesine dönüştüğünü göreceğiz.

KIZILAY'DAKİ BAĞIŞ SKANDALI

Kızılay'ın bir paravan kuruluş olarak kullanılması... 8 milyon doları ben vereceğim bunun 7 milyon dolarını Ensar Vakfı'na vereceksin. TÜRKEN Vakfı'na gidecek bu para, ABD'ye. Kızılay zaten bağış alan bir kurum, niye başka bir yere bağış alıyor? Yurt yapacaksa kendi yapar. Manhattan'da bir yurt yapıyorlar. Amerika'nın en pahalı yeri. Oraya gidip yurtta öğrenciler mi kalacak, yoksa Saray yandaşları orada kendi geleceklerini garanti altına mı alacak? Bizim ABD temsilcimiz gidip araştırıyor, bu bağış ABD'deki TÜRKEN Vakfı'na ulaşmış mı diye. Şu an görünmüyor, ama takip etmeye devam edeceğiz. Vergi kaçırmaya paravan Kızılay. Bir Manhattan var o da ayrı bir Man Adası.

'ADIM GİBİ BİLİYORUM, MHP VE AKP HAYIR DİYECEK'

Daha önce Man Adası'ndan bahsetmiştim. Devlete vergi ödememek için dolarları buradan gönderdiler, oradan Türkiye'ye getirdiler beş kuruş vergi ödemediler. Bunu dile getirdim, belgeselini yaptık, mahkemeden yasaklama kararını çıkarttılar. O hâkime de seslenmek isterim. Sende vicdan, ahlak, hukukun kırıntısı var mı acaba ya? Niçin? Duymasın vatandaş! Duyacaklar! Sen milleti mi kandırıyorsun! Arkadaşlarımız araştırma önergesi verecekler. Adım gibi biliyorum, MHP ve AKP hayır diyecekler önergeye. Ne gerek var! Erdoğan ve Bahçeli diyecekler. Üstelik bağışı yaptığınız yer de çocuk tacizinden sabıkalı olan bir yer. Buna gerekçeyi Kızılay başkanı buluyor. Efendim bu bir vergi kaçakçılığı değil, vergiden kaçınmadır diye. Öğretmişler. Hayır efendim hayır bu açıkça fakir fukaranın hakkının soyulması demektir. 8 milyon dolar Hazine'ye gitseydi, bu 60 bin öğrencinin yurdu yoktu değil mi? Bakın öğrencilere burs veremiyorlar. 285 bin öğrencinin ahdi vardır burada.

ORTADOĞU KRİZİ: FİLİSTİN'E SAHİP ÇIKMAK İNSANLIK ONURUDUR

Filistinliler yıllardır mücadele ediyorlar. Kendi toprakları için mücadele ediyorlar. 15 Kasım 1988 Filistin kurtuluş örgütüne balı Filistin milli konseyi başkenti Kudüs olan Filistin devletini ilan etti. Şu anda Filistin devletini tanıyan ülke sayısı 138. Pek çok ülke Filistin'i tanıyor. Şu dakikalarda bir genel başkan yardımcımızın başında olduğumuz bir heyetimiz destek için oradadır. 2015'te Filistin'in bayrağı BM'da kabul edildi. Halen Filistin topraklarının Batı Şeria ve Gazze işgal altında. Bütün bunlar ortadayken Filistin sorununun çözümü için saygınlığı olan bütün ülkeler mücadele ederken Trump kalktı Yüzyılın Anlaşması'nı yapıyoruz. "Barış Anlaşması" değil bu bir savaş anlaşması, bir devleti yok etme anlaşması. Kudüs'ün tamamını İsrail'e verme anlaşması. Filistin kendi topraklarında bağımsız yaşamak zorundadır. Ve biz bunları yaşatmalıyız. Filistin davasına sahip çıkmak bir insanlık onurudur. Filistin Halk Kurtuluş Ordusu'nda gencecik üniversite öğrencilerimiz mücadele etti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.