6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depreminin ardından bölgeye giden ilk siyasi parti lideri olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı video paylaşımında, depremin yarattığı ağır bilançodan sorumlu tuttuğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeyeceğini açıkladığı video mesajı, sosyal medyanın yanı sıra siyasette tartışma konusu oldu.
"İktidarla hizalanmayı reddediyorum" diyen Kılıçdaroğlu’na ise Erdoğan isim anmadan kısa yanıt verdi. Erdoğan, "Böyle bir dönemde hâlâ basit, siyasi çıkar uğruna, çirkefçe hâlâ burada olumsuz kampanyalar yürütmeyi ben şu anda hazmedemiyorum. Makamımın sorumluluğu olmasa ben şu anda farklı konuşurum" ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, depremin hemen ardından, depremden etkilenen illerin valileri ve partili belediye başkanlarını ararken, CHP’li Adana ve Hatay Büyükşehir Belediye başkanları ile görüşmemesi, kamuoyunda ve sosyal medyada tepkilere neden olmuştu.
Erdoğan daha sonra muhalefet partili belediye başkanlarını da arayarak, depreme ilişkin bilgi aldı.
Bu süreçte İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da aralarında bulunduğu muhalefet partisi liderleri de Erdoğan’ı arayarak, bilgi aldı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Erdoğan’la görüşmedi, ancak AFAD merkezine giderek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan bilgi aldı.
Hatay’dan sert mesajlar: İktidarla hizalanmayı reddediyorum
Kılıçdaroğlu, Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları ile birlikte, Salı ve Çarşamba günlerini kapsayan iki günlük deprem bölgesi ziyareti gerçekleştirdi.
Deprem bölgesindeki izlenimlerine ilişkin açıklamalar yapan CHP Lideri, 8 Şubat gece yarısından sonra ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, iktidara son derece sert tepki gösterdi. CHP’li belediyelerin yardımlarının engellendiğini belirten Kılıçdaroğlu’nun tepkisi sert oldu:
“Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım.”
"Gerekirse tutuklanın"
Kılıçdaroğlu, partili belediye başkanlarına “bürokratik engelleri dinlememeleri” ve yardımları yerine ulaştırmaları çağrısı yaptı:
“Bu halkı ekmek, battaniye bulmak için tutuklanmanız gerekirse tutuklanın! Ağız dalaşı, protokoller bürokrasi bitti. Çünkü söz bitti, söz.”
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri sosyal medyada gündem oldu. Kılıçdaroğlu, destekçilerinden övgü alırken, iktidara yakın kesimlerin tepkisiyle karşılaştı.
AKP’li Turan: En kara, en kötü açıklamaydı
Deprem bölgesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri’ne isim vermeden, “Böyle bir dönemde hâlâ basit, siyasi çıkar uğruna, çirkefçe, hâlâ burada olumsuz kampanyalar yürütmeyi ben şu anda hazmedemiyorum. Makamımın sorumluluğu olmasa ben şu anda farklı konuşurum” dedi.
Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticileri tepki gösterdi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bülent Turan, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini “talihsiz bir açıklama” olarak nitelendirdi:
“74 yaşında bir siyasinin hatırasına bırakabileceği en kara, en kötü açıklamaydı. Açıklamayı izleyince onun adına biz utandık. Hangi ülkede 10 ilde 13 milyon vatandaşı etkileyen, 10'a yakın ülkede hissedilen büyüklükte bir deprem oldu? Çok büyük bir afet, enkazların altında vatandaşlarımız kurtarılmayı beklerken, gecenin bir yarısı adeta siyasi başarısızlıktan deliye dönmüş, vicdanı kör olmuş bir şekilde çıkmış normal bir zamandaymışız gibi siyasi açıklamalarda bulunuyor.”
Demirtaş’tan destek: Güçlü bir siyasi duruş
Edirne Cezaevi’de tutuklu olan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise CHP Lideri’ne destek verdi.
Sosyal medyadan Kılıçdaroğlu’nun paylaşımını alıntılayan Demirtaş, “Hem güçlü bir dayanışma hem de güçlü bir siyasi duruş, bu zor dönemi el ele vererek atlatmamız için çok önemlidir” görüşüne yer verdi.
Özkoç: Millete parmak sallamayı kabul etmiyoruz
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun bu sert çıkışının altında birden çok fazla neden yattığına işaret etti.
Özkoç nedenlerden birinin, Erdoğan’ın Salı günü OHAL kararını açıklarken yaptığı konuşmada, depremle ilgili eleştiren haberleri yapanlarlarla ilgili sözleri olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın, “Günü geldiğinde, şu anda tutuğumuz defteri de açacağız” sözlerini anımsatan Özkoç, “Bu millete parmak sallamaktır ve bunu kabul etmiyoruz” dedi. Özkoç, Askerlerin geç devreye sokulması nedeniyle de kurtarılabilecek çok sayıda insanın enkaz altında ölüme terk edildiğini, kurtulanların aç bırakıldığını söyledi.
Özkoç, Kılıçdaroğlu’nu öfkelendiren en önemli nedenin ise yurttaşların yardım gitmemesi nedeniyle yaşamlarını yitirirken, CHP’li belediyelerin yardımlarının bürokratik gerekçelerle engellenmesi olduğunu söyledi:
“Ne yaparlarsa yapsınlar, kesinlikle yardımları ulaştıracağız, istedikleri soruşturmayı yapsınlar, ekmeği, hijyen malzemelerini, suyu depremzedelere ulaştıracağız. AFAD prosedürleri artık bizim yardım ekiplerimize işlemeyecek.”
Özkoç, OHAL ilanı kararına da destek vermeyeceklerini ifade etti.
İttifak ortakları ne diyor?
Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’la görüşmeyi reddetmesi konusunda, İYİ Parti kurmayları, “ayrı parti olduklarını” vurgularken, siyasi parti liderlerinin farkı üslup ve tutum içinde olabileceklerini belirtiyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun üslubu ile ilgili yorum yapmaktan kaçınan bir parti kurmayı, “İki ayrı siyasi partinin olaylara yaklaşımı aynı olması beklenmez. İttifakız lakin iki ayrı partiyizi. Meselelere dokunuş farkı, nüans vardır” demekle yetindi.
"Nezaketin gereği"
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin ise büyük bir afet yaşandığını ve siyasi liderlerin de Erdoğan’ı “devletin başı” sıfatıyla ve “siyasi nezaket gereği” aradığını söyledi.
“Devlet biziz, 3 ay sonda devleti biz yöneteceğiz” diyen Şahin, eleştirilerini ise her ortamda dile getireceklerini söyledi.
Deprem karşısındaki tedbirsizliklerin, eksiklerin sorumlusunun iktidar ve Erdoğan olduğunu belirten Şahin, CHP Lideri’nin görüşmeme konusunda farklı gerekçeleri olabileceğini söyledi:
“Cesaretli olmamız gerekiyor, o ayrı mesele. Erdoğan’la görüşüp görüşmeme, elbette sayın Kılıçdaroğlu’nun kendi takdiridir. Ona da saygı duyarız. Neden böyle tepki gösterdiği de kendi takdiridir. Ama sonuçta ortada bir vaka var. Bu kadar acının olduğu noktada siyaset ikinci planda bizim için. Devletin tepesini aramak, insani vazifemiz.”