Dünya gazetesinden Leyla İlhan'ın haberine göre; konutta kira artışlarının yeni kiracıları ve 5 yılı dolan kiracıları daha fazla zorladığı, bu nedenle mahkemelerin uyarlama ve tahliye davalarıyla dolduğuna dikkat çekilirken, sektör uzmanları artışlara yüzde 25-26 gibi bir sınır getirilmesi, 5 yılı dolan kiracıdan bölge rayiç bedeli isteme süresinin 7 ila 8 yıla çıkarılması ve kira yardımı gibi desteklerle sorunun çözülebileceğine işaret etti.
Türkiye’de yaklaşık 6 milyon kiracı, buna karşın 3 milyon ev sahibi olduğunu belirten İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından Ahmet Büyükduman, "Zaten ev sahipleri mağdur. Çünkü yaşam giderleri yüzde 55 oranında artmış. Gelirleri ise yasal artışla yüzde 26 artmış gibi görünüyor. Bu durumda kaybedenler de mülk sahipleri oluyor. Eğer bunu daha da kısıtlayacak önlemler getirilirse bu sefer de konut bir yatırım enstrümanı olmaktan çıkar ve piyasada kiralanacak ev bulunamayabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Büyükduman, tek çözümün konut arzının artması ve orta vadede kamu otoritesinin konut üzerindeki kiralardan alınan vergileri düşürmesinin çözüm olacağını belirtti.
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa, daha önce ÜFE'ye endeksli artışlar nasıl 12 aylık TÜFE'ye endekslendiyse, kira artışlarına bir tavan sınır getirilebileceğini söyledi.
Yeni kiraya geçişlerde ve 5 yılı dolan kiracılarda önemli sorunlar yaşandığına dikkat çeken Aşa, "10 bin ila 12 bin liralara varan kiralar isteniyor. Bunu herkes ödeyemez. Belki bir kısım da başta çok mağdur olduğu için ödeyecek lakin sonrasında ödeyemeyecek. Mal sahibi ‘10 bin TL’ye vermek varken niye 6 bin TL’ye vereyim’ diyebilir. Ama ödeme gücü de dikkate alınmalı. Zaten 10-15 bin TL kira ödeme gücü olan gidip ev satın alıyor. Çünkü bir kişi gücünün çok üstünde ev tutuyorsa bu yakında ‘Ben kira ödemeyeceğim’ anlamına geliyor" diye konuştu.
"Devlet müdahale etmeli"
İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Başkanı Ulvi Özcan da devletin kiradaki aşırı artışlara önce operasyonel olarak müdahale etmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: "“Devletin konut kredileri ile ilgili daha seçici davranması gerektiğini düşünüyorum. Bugün tek bir evi olmayan da 22 evi olan da kredi kullanabiliyor. Birden çok evi olanların konut kredilerinde ödemesi gereken harç ve vergilerde düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, kronik enflasyon ile yaşadığımız dönemlerde de bugünküne benzer bir tabloyla karşı karşıya kalındığını, ancak bu dönemdeki temel farkın kiracıların gelirlerinin enflasyonla aynı oranda artmaması söyledi.
Emekli gelirine ek olarak kira geliri edinen veya emekli olmayıp sadece kira ile geçinen kişiler olduğunu belirten Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, bunun yanında kira gelirini ticari kazanç haline getirenler olduğunu da belitti.
"TOKİ yeni konutlar üretmeli"
Türkiye’de ilk defa asgari ücretin yılın 1’inci ayında açlık sınırıyla kafa kafaya geldiğini söyleyen Koçal, "Geçmiş yıllarda bu süre 4 ila 6'ncı aylarda olurdu. Dolayısıyla bölgeye, metrekareye, bina yaşına, emlak vergisi sınıflarına göre tavan sınır, kar marjı uygulaması getirebilir. Örneğin 5 yıl sonunda güncelleme yapılacaksa bunun da bir limiti olmalı. Ancak burada tek bir evi kirada olan insanları da korumak gerekir" dedi.
Koçal, sorunun temelli çözülmesi için TOKİ ve belediyelere ait şirketler aracılığıyla yeni konut üretimi sağlanarak tüketiciye ucuz kiralama imkanı sunulması gerektiğine işaret etti.