Son yıllarda kira fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, kiracılar ve ev sahipleri arasında tahliye davalarında önemli bir artışa neden oldu. Uzmanlar, kiracıların tahliye sürecinde özenli olmaları gerektiğini vurguluyor. Birçok kiracı, tahliye sürecindeki prosedürleri bilmedikleri veya yanlış uyguladıkları için risk altına girebiliyor. Özellikle ev sahibine anahtarın doğru şekilde teslim edilmediği durumlarda, kiracılar ek kira ödemek zorunda kalabilirler.
Kiracılar, evden ayrıldıklarında anahtar teslimi konusunda yazılı ve imzalı bir belge almalıdır. Bu belge, kiracının daire veya iş yerinden resmi olarak ayrıldığını kanıtlamak için önemli bir kanıt niteliği taşır.
İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Eğer anahtar teslim tutanağı düzenlenmezse, kiracı kiraladığı yerden ayrılmış olsa bile ev sahibinin ileri sürebileceği kira talepleriyle karşı karşıya kalabilir. Çünkü yasal olarak kiracının, kiralananı geri verdiğini kanıtlama yükümlülüğü vardır. Bu sebeple, kiraladığınız daire veya iş yerinden çıkarken mutlaka anahtar teslim tutanağı düzenlemek ve her iki tarafın da imzaladığı belgeyi saklamak önemlidir.
MÜLK SAHİBİ İMZALAMAZSA NE YAPILMALI?
Eğer mülk sahipleri anahtar teslim tutanağına imza atmaktan kaçınıyorsa, bu durumu çözmek için yasal yollar bulunmaktadır:
Sulh Hukuk Mahkemesine Başvurma: Kiracılar, anahtar teslimi için bir yer tespiti yapılması amacıyla sulh hukuk mahkemesine başvurabilirler. Mahkeme, mülk sahibinin anahtar teslimi için belirli bir süre ve yer belirlemesini talep edebilir. Bu süreç, kiracının haklarını koruması ve yasal çerçevede işlem yapabilmesi için önemlidir.
Kiracı Haklarını Koruma: Kiracılar, kira sözleşmesine uygun davranıyor ve kira borcunu ödüyorsa, anahtar teslimi konusunda yasal haklara sahiptirler. Gerektiğinde bir avukattan veya hukuk danışmanından destek alarak haklarını savunabilirler.
Bu yöntemler, kiracıların anahtar teslimi ile ilgili yaşayabilecekleri sorunları çözmelerine yardımcı olabilir. Her durumda, yasal süreçlerin doğru şekilde takip edilmesi ve belgelenmesi önem taşır.