Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) konkordato ilan eden firmalarla ilgili yaptığı çalışma, piyasanın gerçek durumuyla örtüşmüyor. Merkez Bankası, bu firmaların piyasa üzerindeki etkisinin düşük olduğunu savunsa da, alacaklılar ve tedarikçiler dikkate alındığında bu etkinin tam olarak ölçülmediği görülüyor.
2024 yılı, konkordato ilan eden firmaların sayısının önceki yıllara kıyasla rekor seviyelere ulaştığı bir dönem oldu. Sıkı para politikaları ve kredi kısıtlamaları nedeniyle nakit akışında zorluklar yaşanırken, ekonomik kırılganlık artmaya devam ediyor.
Hukukçu Mustafa Zafer, konkordato fırtınasını somut verilerle şu şekilde değerlendirdi: TCMB tarafından 30 Eylül'de hazırlanan çalışmada, konkordato taleplerinin finansal durumla ilişkisi ele alındı. Bu yazıda, konkordato ilan eden firmaların finansal göstergeleri ve 2024 yılına ait risk göstergeleri göz önünde bulunduruldu.
Yazıda, konkordato ilan eden firmaların toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yalnızca yüzde 0,38, toplam istihdamlarının yüzde 0,07 ve tedarikçiler üzerindeki nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,23 olduğu belirtilerek, bu firmaların piyasa üzerinde ciddi bir sorun yaratmayacağına dair bir mesaj verildi. Ancak TCMB’nin yaptığı çalışma rakamsal olarak doğru olsa da, konkordato ilan eden firmaların alacaklıları ve bu alacaklıların binlerce çalışanı ile tedarikçilerin etkilerinin hesaba katılmaması, TCMB’nin piyasa üzerindeki etkilerini tam olarak ölçemediğini gösteriyor.
Diğer taraftan, konkordato ilan eden borçlu sayısı, 2020, 2021, 2022 ve 2023 yıllarına göre 2024 yılının 9. ayında bazı yılları iki katına, bazılarını ise üç katına çıkarmış durumda. 2020’de 419, 2021’de 451, 2022’de 404, 2023’de 519 olan borçlu sayısı, 2024 yılının ilk 9 ayında 1187’ye ulaştı. Bu durumun sıkı para politikasıyla ilgisi olmadığını savunmak, oldukça yanıltıcı bir yaklaşım olacaktır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), 2023 yılı içinde yüksek enflasyona karşı politika faizini 3400 baz puan artırarak yüzde 8,5’ten 42,50’ye çıkardı. 2024 yılının başında faiz artışlarına devam eden Merkez Bankası, 21 Mart’ta politika faizini yüzde 50 seviyesine yükseltti ve BDDK kararları ile banka kredilerini kısıtlayarak firmaların nakit akışlarını ciddi şekilde daralttı. Bu sıkı para politikası sonucunda, yalnızca 4 ayda 696 şirket geçici mühlet kararı aldı.
Firmaların tasfiye edilecek borcu Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, bankalar tarafından bildirilen nakdi krediler ve tasfiye olunacak alacaklar son bir yıl içinde (Temmuz 2023) 202,6 milyar TL’den (Temmuz 2024) 291,6 milyar TL’ye yükseldi. Ayrıca, 2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde karşılıksız çek tutarı 102 milyar TL’ye ulaştı. Eylül 2024’teki 15 milyar TL’lik karşılıksız çek miktarı da bu toplam rakama eklendiğinde, ilk 9 aydaki toplam miktar 117 milyar TL oldu. Bu rakamlar, konkordato kararı alan firmaların çekleri de dahil edilmeden hesaplanmıştır.
Bankalarda durum böyleyken, vatandaşın durumu da benzer şekilde zorlu. Banka kartı ve kredi kartı harcamaları 2023 Eylül ayında 187 milyar TL iken, 2024 Eylül ayında 319 milyar TL’ye yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği Risk İzleme Merkezi verilerine göre, Ocak-Ağustos 2024 döneminde bankalara öğrenim için bırakılan 26,8 milyar TL tutarındaki senetler, protesto işlemiyle sonuçlandı.
Kısacası, bankalar borçlu firmalardan 291,6 milyar TL, karşılıksız çeklerden alacaklılar 117 milyar TL, protesto edilen senetlerden ise 26,8 milyar TL alacaklı olarak tahsil edilemedi. Tüm bu ekonomik göstergeler ışığında, TCMB’nin konkordato ilan eden firmaların piyasa üzerindeki etkisinin düşük olduğunu kabul etse bile, mevcut ekonomik koşullardaki kırılganlık seviyesinin oldukça yüksek olması nedeniyle, gelecekte verilebilecek her konkordato kararının piyasa üzerindeki etkisi daha belirgin bir şekilde hissedilecektir.