Gazeteci Can Ataklı, “Şu anki saptamalara göre seçimi kazanması çok çok zor olmakla birlikte, bu partide oyun bitmiyor, banknot matbaası elinde olduğu için para da bitmiyor, bu durumda büyük bir sürpriz de olsa seçimi tekrar Erdoğan kazanabilir. Bu da Türkiye’nin son seçimi olur” dedi. Ataklı, “Muhalefet 14 Mayıs’ı neden hiç itiraz bile etmeden benimsedi? Sorusunu gündeme getirdi.
Bugünkü yazısında gelecek seçimlerin önemine değinen Ataklı, Erdoğan’ın kazanma olasılığının olumsuz sonuçlarına dikkati çekti; “Ülkeyi bu hale getirdikten sonra bir seçim daha kazanması Erdoğan’ı tarihteki en büyük imparatorlardan bile daha güçlü hale getirecektir” diye yazdı.
“Bu seçim çocuk oyuncağı değildir. Kader seçimidir” diyen Ataklı, şunları kaydetti:
“Muhalefetin bu konuyu gerçekten tam anlamıyla fark ettiğinden ve gerekeni yaptığından ne yazık ki çok emin değil pek çok kişi. Örneğin Erdoğan bir anda ortaya çıktı ve ‘Seçimin 14 Mayıs’ta yapılmasına karar verdim! dedi. Muhalefetten tek itiraz bile çıkmadı. Neden? Neden bu kadar çabuk kabullendiler seçim tarihini? Geçen yılın kasım ayından bu yana erken seçim konuşuluyor. Şimdi sonuna geldik, seçime bir ay kala Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, kendi kafasına göre bir tarih belirliyor ve tüm muhalefet itirazsız kabulleniyor. Hiçbiri ‘Bunun altında ne var, neden seçim sadece bir ay erkene çekiliyor?’ diye sormuyor, muhtemelen merak bile etmiyor. O zaman insanın aklına deli sorular geliyor.
Yoksa muhalefet, Erdoğan’ın aday olabilmesine olanak sağlamak için gizli bir anlaşma mı yaptı? Erdoğan ‘Gelin seçim kararını parlamentodan alalım, ben de eski sisteme göre seçim yapayım’ mı dedi? Ya da Erdoğan, 'Adaylığımı garantileyin, türban konusunu Anayasa için dayatmaktan vazgeçeyim, siz de yükten kurtulun' mu teklifi yaptı?”
Ataklı, “Neresinden bakarsanız bakın tuhaf bir durum. Muhalefetin Erdoğan’dan gelen her şeyi ‘sanki kadermiş gibi’ kabullenmesini anlamak gerçekten çok güç” görüşünü ifade etti.