Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint-Exupery’nin aşk mektupları, 18 yıllık telif mücadelesinin sonunda kitap olarak yayımlanıyor.
Saint-Exupery ve eşi Consuelo Suncin’in 160’tan fazla mektubu, fotoğrafı ve hatıraları Fransa’da kitap olarak yayımlanmaya hazırlanıyor. Salvador’lu sanatçı Consuelo Suncin 1930’da Saint-Exupery ile evlenmeden önce de Latin Amerika ve çevresinde bilinen bir isimdi.
Karamsar ve pek de iyi bir ilişki geçmişi olmayan bir pilotla sivri dilli ve tez canlı bir sanatçının evliliğinin çalkantılı olmaması beklenemezdi. Birçok kez ayrılmalarına rağmen ardından yine de barışmayı bildiler.
Biyografi yazarı Alain Vircondelet AFP’ye (Agence France-Presse) yaptığı açıklamada Consuelo’nun hayat dolu ve Antoine’nin ise depresif olduğunu, ilişkilerinin ise duygusal bir hata olduğunu ifade etti.
Antoine de Saint-Exupery’nin ani ölümü varis savaşlarına neden oldu
Saint-Exupery Fransız direniş güçlerine katılmış, 1944’te Korsika’daki keşif uçuşunda gerçekleşen patlamanın ardından ortadan kaybolmuştu.
1998’de Marsilyalı bir balıkçının Exupery ve Consuelo’nun isimlerinin yazılı olduğu bilekliği bulmasından evvel kazayla ilgili hiçbir ize rastlanmamıştı.
Saint-Exupery’nin ailesi Consuelo’yu hiçbir zaman kabul etmemişlerdi. Bu yüzden ölümünden sonra Consuelo’ya dair ne varsa her şeyi ortadan kaldırmışlardı.
Aile üyelerinden birinin biyografi yazarı Paul Webster’a 1990’da söylediği “bir yabancıyla evlenmenin bir Yahudi ile evlenmekten daha kötü olduğu” cümlesi ailenin bakış açısını açıkça belli ediyordu.
Consuelo bu sözlerden sonra imtiyaz haklarının yarısını ve birçok aşk mektubunu şoförü ve bahçıvanı José Fructuoso Martinez’e bırakmıştı.
2008’de Saint-Exupery’nin ailesi Antoine ve Consuelo hakkında izinsiz bir kitap yayımladığı için Martinez’i dava etmişlerdi.
Son projede ortak karar alınmadan evvel, Exupery’nin torunları 18 yıl süren ve sonu gelmeyen yasal bir savaşın içindeydi. Ancak sonunda anlaşma sağlandı.
Elden ele dolaşan bu mektupların ve ikilinin hikâyesi, edebiyat dünyasında en çok konuşulan hikâyelerden biri oldu. Exupery’nin hislerinin kökleri, Buenos Aires’te ilk tanışmalarının ardından yazdığı şu cümlelerden başlıyordu:
“Hatırladığım eski bir hikâye var fakat yazarken biraz değiştireceğim. Bir gün küçük bir çocuk bir hazineye rast gelmiş. Hazine o kadar güzelmiş ki, çocuğun gözleri daha önce böylesini görmemiş. Nasıl düşüneceğini, bu hazineye nasıl dokunacağını bilmiyormuş. Bu yüzden çocuğun içinde hüzün tohumları yeşermiş.”
Antoine de Saint-Exupery imzalı bu mektuplar nihayet gün yüzüne çıkıyor. Kitabın Türkçeye çevrilip çevrilmeyeceği ise şimdilik belli değil. Bu mektuplardan birisi daha önce açık artırmada satışa da çıkmıştı.
Kaynak: Dinozor.org