KULİS: Erdoğan Soylu'ya Neden Sahip Çıkmak Durumunda Kaldı?

ODATV'de yeralan kulis haberinin bir bölümü şöyle;

AKP koridorları, kelimenin tam anlamıyla çalkalanıyor. Hem Meclis hem de genel merkezin etkili isimlerinden bir kısmı sorulan tüm sorulara susarak yanıt vermeye çalışıyor. Ancak aldığımız yanıtlar durumu açıklamaya yetti. Albayrak’a yakın isimlerle yaptığımız konuşmalarda, Soylu’nun icraatlarının “duvara tosladığını”, maalesef bir gün yaptıklarının bu biçimde ortaya çıkacağının beklendiğini söylediklerini not aldık. Hatta daha ötesine gidelim, bir ismin “çekirge bir zıplar, iki zıplar” dediğini net olarak belirtelim. Yalnız bu isimlerin ısrarla “partimize zarar veriyor, çok üzücü” dediklerini ifade edelim.

İşin bir başka yanı, Bahçeli grup toplantısında açıkça Soylu’ya sahip çıkana kadar Erdoğan’dan ses gelmedi. MHP’nin hemen ardından grup toplantısında Erdoğan’ın Soylu’ya sahip çıkması gözlerden kaçmadı. Ancak ona rağmen hâlâ sistemli bir destek gelmedi. Bir grup trol temelli tweet atma etkinliği haricinde ses gelmeme nedeni, Soylu’ya ders verilme isteği mi? Bu ifadeler bize ait değil. Soylu’nun, Erdoğan’dan sonra Genel Başkanlığa hazırlandığı ve hazırlığın parti içinde rahatsızlığa neden olduğu sıklıkla vurgulanıyor. Kendi ifadeleriyle “burun sürtüldüğü” ve hatta “ders verildiği” söylenmek isteniyor. Yaşanan yıpranmanın Genel Başkanlık iddialarını sona erdirdiğini ima eden bir kişi de oldu. Bu konuyu İYİ Parti’den bir isimle konuştuğumuzda “MHP’ye Genel Başkan olur artık” karşılığını aldığımızı da vurgulayalım.

Hemen bir iddiayı belirtelim, ki ilk kez Odatv’de okuyacaksınız: AKP içinden bir ismin, “Cumhurbaşkanımız, konu Binali Bey’e gelince konuşma gereği duydu ve kendisine sahip çıktı. Ancak tek başına o iddialara karşı durması doğru olmazdı, ondan Soylu’ya da sahip çıktı. Yoksa yine bu konularda açıklama yapmazdı” dediğinin altını çizelim. Yani bu kişi, “Binali Bey’e sahip çıkmak zorunda kalınca Soylu’ya da sahip çıktı” diyor.  

Kulis duvarlarında yankılanan sessizlik, Peker’in iddialarına ilişkin “ya doğruysa” endişesinin dışavurumu desek hiç abartmış olmayız. Sedat Peker’in “imam mı anlatacak, benim anlattıklarım doğrudur, ben bilirim bu işleri” gibi ifadeleri etkili olsa gerek, açıktan destekten kaçıldığını rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.

İstifa eder gibi yaptığı dönemde bile insanların sokağa dökülerek destek çıktığı Soylu’ya karşı, Peker’in iddialarının ardından doğru düzgün ses çıkmaması uzun süre tartışılacak konuların başında geliyor.

Bakalım iktidar temsilcilerinin sessizliği ne kadar sürecek?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.