Küresel piyasalarda, ABD'de enflasyon endişelerinin azalması ve Fed'in faiz politikası beklentileri, Avrupa'da ise enflasyon verilerinin ön plana çıkması dikkat çekiyor. Asya'da ise Çin ekonomisine ilişkin endişeler devam ediyor. Tüm bu faktörler, küresel piyasalarda belirsizliği artırıyor ve yatırımcıların dikkatini çekiyor.
Dünya genelinde enflasyon endişelerinin azaldığı ve merkez bankalarının ikinci yarıda atacağı adımların fiyatlamalara etki ettiği bir dönemde, ABD'de Fed'in faiz indirimi beklentileri ve açıklanan verilerin piyasalar üzerindeki yansımaları önemli bir yer tutuyor.
Günün önemli gelişmelerinden biri, enflasyon verilerinin ardından Fed'in faiz indirimine yönelik beklentilerin biraz düşmesi oldu. New York Fed Başkanı John Williams'ın yaptığı açıklamalar da bu yöndeki beklentileri belirginleştirdi. Bununla birlikte, diğer Fed yetkilileri de benzer şekilde faiz indirimine dair temkinli bir duruş sergiliyorlar.
ABD'de açıklanan diğer veriler arasında işsizlik maaşı başvurularının beklentilerin üzerinde düşmesi ve yeni konut başlangıçlarının artışı yer alıyor. Ancak, sanayi üretimi verisinin değişmemesi ve piyasa beklentilerinin altında kalması dikkat çekiyor.
Öte yandan, Avrupa'da enflasyon verileri yakından takip ediliyor. ECB'nin faiz indirimi ihtimali ve piyasalardaki fiyatlamalar bu doğrultuda şekilleniyor.
Asya'da ise Çin'de açıklanan ekonomik veriler endişeleri artırıyor. Sanayi üretimi beklentilerin üzerinde artış gösterse de, perakende satışlar öngörülerin altında kalıyor. Çin hükümetinin aldığı önlemler ise ekonomik dengesizlikleri gidermeye yönelik olumlu bir adım olarak görülüyor.
Japonya'da ise BoJ'un faiz artırımına yönelik söylentiler dolar/yen paritesindeki hareketliliği etkiliyor. Asya borsalarında ise dalgalı bir seyir gözlemleniyor, özellikle Çin'de endişelerin devam etmesi borsalar üzerinde baskı oluşturuyor.
Bu gelişmeler, küresel ekonomik durumun karmaşıklığını ve piyasalardaki belirsizliği yansıtıyor.