Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın, İsrail-Filistin krizinde ateşkesin bir an önce sağlanması, sivillerin korunması, uluslararası insancıl hukuk normlarına saygı duyulması, insani koridorların açılması, Gazze Şeridi'nden tahliye eylemlerinin organize edilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması yönündeki tutumunu bir kez daha teyit etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Lavrov, Rusya'da faaliyet gösteren Arap ülkeleri diplomatik misyon başkanları ve Arap Birliği temsilcileriyle bir araya geldi.
İsrail-Filistin krizinin ele alındığı görüşmede Bakan Lavrov, Rusya'nın, İsrail-Filistin krizinde ateşkesin bir an önce sağlanması, sivillerin korunması, uluslararası insancıl hukuk normlarına saygı duyulması, insani koridorların açılması, Gazze Şeridi'nden tahliye eylemlerinin organize edilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması yönündeki tutumunu bir kez daha teyit etti.
Lavrov, akan kanın durdurulması ve durumun siyasi ve diplomatik bir düzeye taşınması amacıyla Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) nezdinde attığı adımlara ilişkin Arap büyükelçilerine bilgi verdi.
Rus tarafın, barış sürecinin yeniden başlatılması için gerekli koşulların yaratılması amacıyla uluslararası çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini belirttiği görüşmede, bu sürecin 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan ve İsrail ile barış ve güvenlik içinde yaşayan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını öngören "iki devletli çözüm" ilkesi dahil olmak üzere BM kararlarına ve Arap Barış Girişimi'ne dayanması gerektiğine vurgu yapıldı.
Arap diplomatik misyon temsilcileri de Rusya'nın çatışma bölgesinde gerginliğin azaltılmasına ve Gazze Şeridi'ndeki halka insani yardım sağlanmasına yönelik çabalarını takdirle karşıladıklarını ifade etti.
Görüşmede, BMGK'de bu konudaki çalışmaların siyasileştirilmesi ve bazı Batılı ülkelerin bu konudaki çatışmacı tutumunun kabul edilemez olduğu bir kez daha teyit edildi.
Büyükelçiler, İsrail-Filistin krizinde "iki devletli" çözümden başka alternatif olmadığı yönündeki tutumlarını ortaya koydu, Orta Doğu devletlerinin öncü rol oynayacağı kolektif bir ara buluculuk mekanizmasının kurulması gerektiğini vurguladı.