Emekli Albay Göktaş’ın, Sarıyer’deki kızının oturduğu daireye düzenlenen operasyon sırasında, aynı binada bir başka dairede olduğunu ve asansörle kaçtığı öğrenildi. Yaşananları köşesine taşıyan İsmail saymaz “Göktaş’a önceden baskın haberi verildi mi? Birileri tarafından korunduğu için hâlâ yakalanamadı?” diye sordu.
Akademisyen Necip Hablemitoğlu cinayeti planlayıcısı olduğu belirtilen ve “Konuşursam tuğla çekilir” diyen emekli Albay Levent Göktaş, ardından tekrar sırra kadem basmıştı. Ancak Göktaş'In İstanbul'da olduğu ve Sarıyer'de kızının evinin bulunduğu binada başka bir dairede kaldığı belirtildi.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin hakkında arama kararı bulunan emekli Albay Levent Göktaş’ın, Sarıyer’deki kızının oturduğu daireye düzenlenen operasyon sırasında, aynı binada bir başka dairede olduğunu ve asansörle kaçtığını yazdı.
Saymaz’ın kaynağı söz konusu operasyonla ilgili “Diğerleri sabah saat 06.00-06.30 arasında alınırken, Göktaş’a saat 07.30’da gidiliyor. Operasyon devam ederken adam asansörden inip gidiyor. Belki polisle aynı asansörü kullanıyorlar. Yani polisin çıktığı asansörle aşağıya iniyor. Siz bir yere operasyon yapıyorsanız, dış kapıyı tutmaz mısınız? Belli ki tutmamışlar. Sızma şüphesi var” dedi.
“GÖKTAŞ’A ÖNCEDEN BASKIN HABERİ VERİLDİ Mİ?”
Operasyondan sonraki süreci “Göktaş, o gün öğle saatlerinde Kıraça Holding’e gidiyor. Sonradan yapılan araştırmada holdingde hiç güvenlik kamerası olmadığı öğreniliyor. Ardından lüks bir araç tutarak, Antalya’ya gidiyor. Araç içerisinde ceketli olduğu görülüyor. Bu şehirde emekli bir polisin evinde kalıyor. Altı aylığına kiraladığı villada kalmıyor. Yakalanacağını anladığı için İstanbul’a dönüyor. Bu kez kameraya şapka ve sırt çantasıyla takılıyor. Polislerin elinden son anda kaçıyor. İstanbul'a döndükten sonra hiç haber alınamıyor” şeklinde anlatan Saymaz, devamında da şu soruları gündeme getirdi:
“İddialar da çok ciddi, kuşkular da. Göktaş’a önceden baskın haberi verildi mi? Eve bir saat geç gidildi mi? Birileri tarafından korunduğu için mi hâlâ yakalanamadı?”