Lityum-İyon Pillerin PFAS Kirleticileri: Temiz Enerji İkilemi

Lityum-iyon pillerin üretim ve atık süreçlerinde PFAS adlı zararlı kimyasalların çevreye sızdığı keşfedildi. Bu kimyasallar, sağlık üzerinde ciddi etkilere yol açabilirken, temiz enerji alanında büyüme planlarına da gölge düşürüyor.

ABD'li bilim insanları, şarj edilebilir lityum-iyon pillerin üretim ve atık yönetimi süreçlerinde çevreye zararlı PFAS maddeleri sızdırdığını keşfetmişlerdir. Özellikle bis-perfloroalkil sülfonimid (bis-FASI) adlı kimyasalın, su geçirmez kaplamalarda ve bazı boya türlerinde bulunan PFOA kadar toksik olduğu tespit edilmiştir.

PFAS'lar, vücuda girdikten sonra uzun süre vücuttan atılamadıkları için "sonsuz kimyasallar" olarak bilinirler ve kanser, yüksek kolesterol, böbrek fonksiyonlarında azalma, tiroid hastalığı, düşük doğurganlık, bağışıklık sistemi sorunları ve bebeklerde düşük doğum ağırlığı gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilmişlerdir. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda büyüme, öğrenme ve davranış gelişimini etkileyebilecekleri endişesi bulunmaktadır.

Lityum iyon piller, elektrikli otomobillerden cep telefonlarına, tıbbi cihazlardan dizüstü bilgisayarlara kadar birçok elektronik cihazda kullanılan önemli bileşenlerdir. Temiz enerji altyapısının büyümesiyle birlikte taleplerinin önümüzdeki on yılda katlanarak artması beklenmektedir. Ancak, bu piller yalnızca belirli bir süre dayanabilirler ve şu anda geri dönüşüm oranları oldukça düşüktür (%5). Araştırmalar, 2040 yılına kadar lityum iyon pillerin sekiz milyon tonunun çöp alanlarına gidebileceğini öngörmektedir.

Teksas ve Kuzey Carolina'daki üniversitelerden araştırmacılar, dünya genelinde 87 farklı lokasyondan 75 yüzey suyu, beş musluk suyu, iki yeraltı suyu, bir kar örneği ile 15 tortu ve 21 toprak örneğini inceleyerek pil üretim tesislerinde ve atık bertaraf alanlarında bis-FASI kimyasallarının bulunduğunu belirlemişlerdir. Bu kimyasalların havaya yayılmasının uzun mesafeli taşımacılığı kolaylaştırabileceği ve bu nedenle üretim tesislerinin uzak bölgelerdeki çevreleri de etkileyebileceği ortaya çıkmıştır.

Texas Tech Üniversitesi'nden Profesör Jennifer Guelfo, bu bulguların temiz enerji altyapısının geliştirilmesi, atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçleri ile ilgili önemli bir ikilemi ortaya koyduğunu belirtmiştir. Elektrikli araçlar gibi yeniliklerle CO2 emisyonlarını azaltmanın kritik önem taşıdığını ancak bunun PFAS gibi son derece dayanıklı kirleticilerin yayılmasını artırmaması gerektiğini vurgulamıştır. İklim kriziyle mücadele ederken aynı zamanda bu tür kirleticilerin salınımını önleyecek teknolojilerin geliştirilmesi, üretim kontrollerinin sıkılaştırılması ve geri dönüşüm çözümlerinin iyileştirilmesi gerektiğini söylemiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.