Lohusalık Sendromu: Annelerin Gizli Mücadelesi
Doğum sonrası ortalama 6 hafta süren lohusalık dönemi, anneler için hem heyecanlı hem de zorlayıcı bir süreçtir. Bu süreçte anneler, duygusal, biyolojik, fiziksel, toplumsal ve psikolojik olarak birçok değişiklik yaşarlar. Bu değişikliklerden bazılarının normal ve geçici olduğu bilinmekle birlikte, bazı durumlarda lohusa sendromu olarak adlandırılan bir durum ortaya çıkabilir.
Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kerime Nazlı Salihoğlu, lohusa sendromunun her 100 doğum yapan kadından 10-15'inde görülebileceğini ve tedavisi mümkün olan bir durum olduğunu söylüyor.
Lohusa sendromunun belirtileri şunlardır:
- Mutsuzluk, karamsarlık, üzüntü
- Hayattan zevk alamama
- Bebeğe yeterli sevgi hissedememe
- Dışarı çıkmak istememe
- Aşırı uyku hali veya aşırı iştah ya da tam tersi uykusuzluk ve iştahsızlık
- Bebeği reddetme, kötü davranma, beslememe
Lohusa sendromu risk faktörleri şunlardır:
- Zor doğum
- Travmatik doğum
- Prematüre doğum
- Gebelik döneminde depresyon şikayeti
- Aile ve eş ile problemler
- Gebelikte anksiyete
- Sosyo-ekonomik düzeyde düşük olma
- Çalışan anne olma
Lohusa sendromu yaşayan annelerin:
- Mutlaka bir uzmandan yardım almaları gerekir.
- Aile ve eşin desteği çok önemlidir.
- Kendilerine vakit ayırmalı, dinlenmeli ve sevdikleriyle vakit geçirmelidirler.
- Egzersiz yapabilir, yürüyüş yapabilir, sosyal medyada anne bloklarını takip edebilirler.
Lohusalık dönemi, anneler için zorlayıcı bir süreç olsa da, gerekli destek ile bu süreci atlatmak mümkündür.
Unutmayın: Annelik bir roldür ve her anne bu rolü zamanla öğrenecektir. Kendinizi yıpratmamalı ve sevgi temeline dayalı bir şekilde bebeğinizle vakit geçirmeye odaklanmalısınız.