İngiltere Merkez Bankası ve finans kuruluşlarının bulunduğu City'deki tarihi merkezde, Bank bölgesinde toplanan göstericilerin Gazze'de ateşkes talebini dile getirmek amacıyla başlattığı yürüyüş, parlamento meydanında sona erdi.
Parlamento meydanında kurulan sahneden Filistin destekçisi eylemcilere seslenen Filistin'in İngiltere'deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, "Tüm bu saldırganlıktan sonra sokağa çıkmayacağınızı düşündüler. 100 günlük soykırımda çocukları katledebileceklerini düşündüler. Ancak yine de yüz binlerle sokaklara çıktınız." şeklinde konuştu.
Zomlot, yürüyüşlerin ateşkes ilan edilene kadar devam edeceğini belirterek, "Her gün Filistin'de toplu katliamlara, yıkımlara, yerinden edilmelere ve gözaltılara şahit oluyoruz. Bugün üzüntü içindeyim çünkü 3 yaşındaki Ahmed, İsrail hava saldırılarında iki bacağını kaybetti. Kardeşi, 2 yaşındaki Ömer dışında tüm ailesini kaybetti. Ahmed ve Ömer artık öksüz ve yetim. İsrail soykırımında 10 binden fazla çocuk öldürüldü. Katiller ve zalimler adaletin karşısına çıkana kadar bize rahat yok." ifadelerini kullandı.
Zomlot, tüm Gazze halkının salgın hastalıkların pençesinde olduğunu vurgulayarak, "Kalbim kırık ama karşınıza inancımı kaybetmiş olarak çıkmıyorum. Filistin halkının inancı kırılamaz." ifadelerini kullandı.
Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine soykırım suçlamasıyla yaptığı başvuruyu değerlendiren Zomlot, ABD ve İngiltere'nin Güney Afrika'daki apartheid rejiminin yanında yer aldığını da hatırlattı.
"HASTANELERİ BOMBALAMAK KENDİNİ SAVUNMAK DEĞİLDİR"
İrlanda Temsilciler Meclisi Üyesi ve Sinn Fein Partisi lideri Mary Lou McDonald konuşmasında, "Filistinliler katledilirken sessiz kalmayacağız. İsrail apartheid rejimine karşı susmayacağız. Canlı yayında 100 gündür soykırım yapılırken sessiz kalmayacağız." dedi.
Yaklaşık 100 gündür Gazze'de anne ve babaların ölen çocuklarına ağladığını anlatan McDonald, şunları söyledi:
"Gazze, bir çocuk mezarlığı oldu. Dünya korkulu gözlerle izliyor. Bazısı başını başka yöne çeviriyor bazısı ise İsrail'in cezasız kalacağını söylüyor. Sivillerin üzerine cehennem yağıyor, okullar, hastaneler, mülteci kampları gibi sivil altyapılar yok ediliyor. Çocukları terörize ettiler, onların hayatlarını çaldılar. İsrail, barbarlığını 'kendini savunmak' olarak gösteriyor ama buna kimse inanmıyor. Yalanlarınızı görüyoruz. Hastaneleri bombalamak kendini savunmak değildir, tüm bir nüfusu yerinden etmek kendini savunmak değildir, çocukları evlerinde katletmek kendini savunmak değildir."
McDonald, dünyanın bir yol ayrımında olduğunu ve uluslararası sistemin adalet, insan hakları ve hukukun üstüne kurulu olduğunun da altını çizerek, "Adaletin, insan haklarının ve uluslararası hukukun Filistinliler için, Gazze için, Batı Şeria için uygulanmasını istiyoruz. İsrail'in yaptıklarından sorumlu tutulmasını, katliamın sona ermesini, tüm dünyada hükümetlerin ateşkes çağrısı yapmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.
İngiltere'de yaklaşık 1,4 milyon üyesi bulunan işçi sendikası Unison Başkanı Libby Nolan da konuşmasında, sağlık sisteminin yıkılmanın eşiğinde olduğunu belirterek, "Hastaneler çalışamaz hale geldi. Temel tıbbi malzemeler, yakıt, gıda, su, hijyen ürünleri yok. Bu liste uzayıp gidiyor. Çocuklar anestezi olmadan ampute ediliyor, ağrı kesiciler yok, sağlık çalışanları öldürülüyor." diye konuştu.
Nolan, İsrail'in okul ve hastane gibi korunması gereken yapılara saldırdığını belirterek, "Bunlar uluslararası hukukun çok ciddi ihlalidir ve savaş suçudur." derken acil ateşkes, insani yardımların girişi ve siyasi çözümün bulunması çağrısı yaptı.