Ovacık'ın komünist Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu birleşik bir cephenin uzatmadan hemen kurulması gerektiğini vurgulayarak "Türkiye'de sadece solcular, sosyalistler değil vicdanlılar, insanlık adına kaygı duyanlar, Türkler, Kürtler, Çerkezler insanlık adına bir araya gelip yüksek sesle konuşmalı. Hemen barış ama onurlu bir barış. Halkların da barıştığı onurlu bir barış" diye konuştu.
Komünist başkan Maçoğlu'nun gündeme ve Ovacık'a dair İleri'den Tuğba Özer'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
'TÜRKİYE'DE ÇOK DİLLİLİĞİ VE FARKLILIKLARI REDDEDEN BİR SİYASET HÜKÜM SÜRÜYOR'
HDP'ye ve Cumhuriyet gazetesine yönelik SARAY/AKP faşizmini nasıl yorumluyorsunuz?
"Bu yaşananlar kendisi gibi düşünmeyenleri tasfiye etmeye çalışan, kendisi doğrultusunda yazmayanları tasfiye etmeye çalışan daha çok politik manevralar aslında. Birçok gazetenin kapanması muhalif tavırlarından dolayı. Cumhuriyet, TV 10, Hayatın Sesi bunlardan bazılarıdır.
HDP'nin eş başkanlarının, belediye başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklanmasının temel nedeni de çok dilliliği ve farklılıkları reddeden bir siyasetin Türkiye'de hüküm sürmesidir. Biz bunları doğru bulmuyoruz. Halkın iradesini, halkın haber alma hakkını engellemenin özgürlüklere vurulan bir ket olduğunu düşünüyorum."
'ÖTEKİ HALA ÖTEKİ'
Öteki hala ötekidir bu memlekette.Yok sayma meselesi hala devam ediyor.Hepimize üzen ve rahatsız eden, halkları uçlaştıran bir durum haline geldi yaşananlar.
'HALK SAVAŞ İSTEMEDİĞİNİ YÜKSEK SESLE BAĞIRIYOR'
Bölgeden bir belediye başkanı olarak Kürt siyasetçilere ve muhaliflere yönelik baskıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? İç savaş öngörüleri için ne dersiniz?
"Biz Savaşı istemeyen, yaşama hakkını savunan ve kutsal olduğunu düşünen, isterse bizim gibi düşünsün isterse bize düşman gibi baksın yine de yaşama hakkını savunmaya devam eden bir görüşe sahibiz.
Bir başka siyaset adına konuşabilme ihtimalim yok ama şunu söyleyebilirim; Kürt coğrafyasında yaşayan halkların Türkiye'de kendisini ötekileştiren siyasete sırt çevirmesi söz konusu. Artık güvensizlik durumu toplumda artıyor. Bu biraz da siyasi sistemle ilgili. Onu savaşa iten mesele de siyasetle alakalı. Siyasetin savaşı zorladığını düşünüyorum."
Oradaki halktan kiminle konuşursam savaş istemediğini yüksek sesle bağırıyor, düşünüyor.
'iNSANLARIN YÜZÜ ASIK, GÜLMÜYORLAR...'
Ovacık'ta şu an durum nasıl?
"Zaman zaman operasyonlar, orman yangınları, çatışmalar oluyor.Her birimizin parçası olduğu bu coğrafyada olan her şey Ovacık'ı da etkiliyor.
Mümkün olduğu kadar oradaki halkı rahatlatmak istesek de insanların yüzü asık, insanlar artık gülmüyor. Gülmediğin andan itibaren toplumda korkular başlıyor demektir.Korku deryası geliştikçe de her bir dostumuz, arkadaşımız,çocuğumuz psikolojik olarak rahatsız olmaya başlıyor.
Ovacık yolu kapandı, Erzincan yolu kapatıldı. Ovacık'a gidilmemesi yönünde Türkiye'de bir telkin yaratıldı.Akıllarında ne var bilmiyorum ama tersine insanların Ovacık'a gelmesi gerekiyor. Yani oradaki insanları anlayan Türkiye'nin farklı yerleri, dilleri ve düşünceleri olması lazım.
Doğuda ya da batıda savaş olmasını istemiyorsanız düşünen insanların oraya akması lazım. Ankaralılar,Kocaelililer, İzmirliler oralara gelmeli, oradaki sıkıntıları görmeli ve mevcut hükümete,sisteme baskı oluşturmalı. Birlikte bunu yaptığımız oranda başarırız. Oraları bir savaş alanı değil bir yaşam alanına çevirmemiz lazım.
'BİRLEŞİK BİR CEPHE UZATMADAN HEMEN KURULMALI'
Ovacık'ta , Pülümür'de yollar kesiliyor. Bu orada yaşayan insanları kaygılandırıyor, zaten yapmak istedikleri o bu işten soğutmak... Biz bunu boşa çıkaracak çalışmalarla bir şeyler yapmak için Türkiye'nin çok yerinde paneller yaparak bu çabanın altını boşaltmaya çalışıyoruz.Böyle olmaması içinde çaba harcıyoruz.
Birleşik bir cephe uzatmadan hemen kurulmalı. Türkiye'de sadece solcular, sosyalistler değil vicdanlılar, insanlık adına kaygı duyanlar, Türkler, Kürtler, Çerkezler insanlık adına bir araya gelip yüksek sesle konuşmalı. Hemen barış ama onurlu bir barış. Halkların da barıştığı onurlu bir barış..."