Macron, AST 5. zirvesinde yaptığı açıklamalarda, AST formatının Avrupa Birliği’ne rakip olmadığını vurguladı. Üye ülkeler arasında farklılıklar olsa da ortak çıkarların da bulunduğuna dikkat çekti.
20. yüzyılın Avrupa’yı ayıran bir dönem olduğunu belirten Macron, 21. yüzyılda "Büyük Avrupa"nın ortak bir sayfa yazması gerektiğine inandığını ifade etti. Stratejik ve jeopolitik birliğin bu sayfada yer alması gerektiğini savundu.
Savaşın Avrupa'ya geri döndüğünü belirten Macron, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerindeki gerilime dikkat çekti. Dünyadaki güç bloklarını ABD ve Çin olarak tanımlayan Macron, bu ülkelerin ilk olarak kendi çıkarlarını savunduğunu söyledi.
Macron, Avrupa'nın çıkarlarını savunmaya çağırarak, Avrupa'nın ekonomi, teknoloji ve savunma alanlarındaki seçimlerinin başkalarına bırakılmaması gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın barış, refah ve demokratik modellerini kendi topraklarında ele alması gerektiğini belirterek, güvenliklerinin sonsuza kadar Amerikalılara devredilmemesi gerektiğini ifade etti.
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Moskova'nın zaferinin Avrupa'nın ortak çıkarına olacağını savunan Macron, Ermenistan-Azerbaycan arasında bir anlaşma sağlanması için çaba gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Barış anlaşmasının imzalanması için umutlu olduğunu belirtti.
Avrupa’da ortak bir savunma oluşturulması gerektiğini savunarak, elektrik sektöründe ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılmasını istedi. Avrupa'nın liberal demokrasi modelinin dış güçler tarafından sömürülmemesi için demokratik kuralların korunması gerektiğini vurguladı.
Demokrasiyi sadece vatandaşlara altyapılar sunmak olarak görmenin yeterli olmadığını belirten Macron, içerik düzenlemesinin de büyük önem taşıdığını söyledi. Aksi takdirde, Avrupa'nın dış propaganda alanına dönüşebileceğini belirtti.
Macron, "Büyük Avrupa'nın" eşsiz bir jeopolitik güç olduğunu ifade ederek, dünya genelindeki güç dinamiklerini otoburlar ve etoburlar olarak tanımladı. Eğer Avrupa, otobur olarak kalmaya karar verirse, etoburların galip geleceğini ve Avrupa'nın onlara pazar olacağını savundu. Bu durumu önlemek için, Avrupa'nın kendisini koruması gerektiğini belirtti.