Mahfi Eğilmez'in GSYH Analizi
Cari Fiyatlarla (CF) hesaplanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bir ülkedeki yerleşik üretim birimlerinin belirli bir dönemde ürettiği nihai mal ve hizmetlerin piyasa değerlerinin toplamını ifade eder. Bu değer, genellikle enflasyonu da içerecek şekilde hesaplanır. GSYH, ulusal para cinsinden hesaplandıktan sonra senelik ortalama dolar kuruna bölünerek dolar cinsinden GSYH’ye ulaşılır. Bu, ülkelerin zenginlik ve ekonomik güç karşılaştırmalarında sıkça kullanılan bir ölçümdür. Ancak, dolar kurunun piyasa fiyatını yansıtıp yansıtmadığı önemli bir sorun teşkil eder; müdahale varsa, dolar cinsinden GSYH gerçek durumu yansıtmayabilir.
Dolar cinsine çevirmede, enflasyon ve dolar kuru değişimi arasındaki farklılık önemli bir meseledir. Eğer enflasyon artış oranı, kur değişim oranından yüksekse, dolar cinsinden GSYH olması gerekenden fazla görünebilir. Örneğin, Türkiye 2023 yılında ortalama yüzde 67,5 enflasyonla 26.276,3 milyar TL cari fiyatlarla GSYH’ye sahiptir. Aynı yılın ortalama dolar kuru 23,5 iken, dolar cinsinden GSYH 1.119 milyar dolardır. Eğer dolar kuru enflasyonla aynı oranda artmış olsaydı, dolar cinsinden GSYH 952 milyar dolar olacaktı. Bu durum, Türkiye'de dolar kurunun baskılanmasının ve enflasyonun altında tutulmasının, GSYH ve kişi başına geliri olduğundan yüksek göstermede de etkili olduğunu gösteriyor.
Bir diğer önemli konu, kayıt dışı ekonomidir. Türkiye'de yüzde 20 kayıt dışılık varsa, GSYH'nın gerçekte yüzde 25 eksik hesaplandığı anlamına gelir. Eğer 2023 yılında GSYH 952 milyar dolar olarak hesaplanmışsa ve kayıt dışı ekonomi GSYH'nin yüzde 20'si büyüklüğündeyse, gerçekte olması gereken GSYH 1.190 milyar dolar olmalıydı. Bu da ortaya çıkan eksikliğin, dolar kuru değişikliğinin baskılanarak enflasyonun altında tutulması sonucu dolaylı yoldan hesaba katıldığını göstermektedir.
GSYH, cari fiyatlarla ölçüldüğü gibi Satın Alma Gücü Paritesi (SGP) ile de ölçülür. SGP, belirli bir yerdeki mal ve hizmetlerin oluşturduğu bir sepetin değerini gösterir. Türkiye, 2023 itibarıyla GSYH CF’ye göre dünyada 18’inci, SGP’ye göre ise 11’inci sıradadır. Bu durum, Türkiye'nin CF sıralamasında İtalya, İspanya, Avustralya ve Güney Kore'den gerideyken, SGP sıralamasında bu ülkeleri geçtiğini gösterir.
Ayrıca, Türkiye'nin 2023 yılı itibarıyla fiili bireysel tüketim için fiyat düzeyi endeksi 39'dur. Yani OECD ülkeleri ortalamasına göre daha ucuzdur. Bu durum, Türk lirasının satın alma gücünün OECD ülkelerinde ortalama satın alma gücünden yüzde 61 daha fazla olduğu izlenimini yaratmaktadır. Ancak, bu durumun nedenlerini anlamak için GSYH'deki hizmetler kesiminin payını ve hizmetler için yapılan ödemeleri incelemek gerekir. Türkiye'de GSYH'nin yüzde 62'si hizmetler kesiminden oluşurken, bu oran OECD ülkeleri için de benzer rakamlar göstermektedir. Ancak, Türkiye’de hizmetler daha düşük fiyatlarla sunulmaktadır.
2024 yılı itibarıyla Türkiye, Avrupa'da en düşük asgari ücrete sahip ülkelerden birisidir. Emeğin GSYH içindeki payı da düşüktür; Türkiye’de bu oran yüzde 32 iken, OECD ortalaması yüzde 57’dir. Bu durum, hizmet sektörünün GSYH’ye yaptığı katkının, aldığı paya oranla düşüklüğünü göstermektedir.
Sonuç olarak, SGP’ye göre hesaplanan GSYH, emek gelirlerinin hizmetler sektörü büyüklüğüyle tutarlı olduğu gelişmiş ülkelerde anlamlı sonuçlar verirken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yanıltıcı sonuçlar doğurabilir. Düşük ücretlerle yüksek GSYH ve kişi başına gelir elde etme durumu, traji-komik bir tablo yaratmaktadır.