Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AYM) ile Jeoloji Mühendisliğince yapılan değerlendirmede, 24 Eylül’de Marmara Denizi’nde meydana gelen ve İstanbul’da ciddi oranda hissedilen depremin 26 Eylül 2019 Silivri depreminin artçısı olabileceği ifade edildi.
SAÜ AYM’den ve Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Murat Utkucu, Prof. Dr. Emrah Doğan ve Arş. Gör. Dr. Emrah Budakoğlu, 24 Eylül Perşembe günü Marmara Denizi’nde gerçekleşen ve İstanbul’da da hissedilen depremi yorumladı. Yapılan değerlendirmede depremin şiddetinin Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünce (KRDAE) 4.3 olarak belirlendiği, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde bin yıldan fazladır 5.0 ve üstü birçok deprem meydana geldiği, dolayısıyla bunun yer bilimleri açısından olağan bir durum olduğu aktarıldı.
24 Eylül’de Marmara’da oluşan depremin SAU1 kodlu Sakarya Üniversitesi deprem kayıt istasyonundaki kaydının 5.8’lik Silivri depremi kaydı ile birlikte değerlendirildiği belirtilen açıklamada, her iki depremin odaklarının birbirine çok yakın konumlu olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, “Bu bilgiden ve yeni oluşan depremin büyüklüğünden hareketle depremin Marmara Denizi depreminin bir artçı depremi olabileceği değerlendirilmiştir. 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depreminin Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünde deprem dalgalarından yapılan faylanma mekanizma çözümü depremin KAFZ üzerinde oluştuğunu doğrulamaktadır. Yapılan deprem dalga analizinden depremin büyüklüğü MW= 4.1 olarak bulunmuştur” ifadelerine yer verildi.
"DEPREM YARIN OLUŞACAKMIŞ GİBİ HAZIR VE TEDBİRLİ OLMAK GEREKİR"
Açıklamanın devamında ise, “Daha önce yapılan depremsellik ve deprem gerilme analizlerinden 24 Eylül 2020 Marmara Denizi depreminin oluştuğu alanda tektonik gerilme artışına dair sonuçlara ulaşılmıştır. Bu açıdan da bu depremin oluşumu bilimsel açıdan bir sürpriz olarak değerlendirilemez. Aynı alanda 7 Haziran 2012 tarihinde M=5.1 büyüklüğünde ve 26 Eylül 2019 tarihinde M=5.8 büyüklüğünde depremlerin de meydana gelmiş olduğu da hatırlatılmalıdır. Bununla birlikte kamuoyu gündemini uzun süredir işgal eden ve beklenen büyük ve yıkıcı depremin hangi tarihte olacağı konusunda bir şey söylemek imkansızdır. Bu konuda bilimsel olarak ifade edilebilecek doğru görüş; Doğu Marmara Denizi altında M=7 civarı ve üzeri büyük bir depremin olma ihtimalinin olduğu ve bu depremin yarın da oluşsa, 100 yıl sonra da oluşsa bilimsel olarak bir sıradışılık ya da sürprizin söz konusu olamayacağıdır. Bu bağlamda en doğru hareket tarzı bu deprem yarın oluşacakmış gibi hazır olmak ve gerekli tedbirleri almaktır” dendi.