Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara çevresinde her 50 yılda bir 7’den büyük deprem olduğunu belirterek, "Marmara Denizi’nde bir depremi konuşuyorsak, tsunamiyi de beraber konuşuruz. 'İç denizidir, göl gibidir, tsunami olmaz', bu yanlış. Barajda bile çok ciddi tsunamiye benzer olaylar var. Tsunami, Marmara için de Türkiye kıyıları için de bir gerçek" dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Karabük İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ve Karabük Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen ‘Afetler Üzerine Bilim ve Mühendislik Uygulamaları’ konulu sempozyuma katıldı.
Karabük Üniversitesi’nde konferans salonunda yapılan sempozyumda Prof. Dr. Şükrü Ersoy, ‘Gelecekte insanoğlunu hangi tehlikeler bekliyor’ başlığı adı altında konuşma yaptı. Türkiye'de her yıl 24 bin depremin olduğunu belirten Prof. Dr. Ersoy, "Her ay 2 bin tane deprem var. 4’ten büyük olanlar ise 130 civarında. Bunun üstüne de çıkabiliyor. Bu istatistik içerisinde bir sürü falcı var Türkiye’de. Bizi de sürekli taciz eden böyle karıncacılar, bulutçular, rüyasında görenler, akredite olmak için yapmayacakları şeyler yok. Bu kadar istatistik içerisinde siz depremi önceden bilebilir misiniz? Bilirsiniz. Atın bir tane. Ay içerisinde zaten bir sürü deprem var. Bir tanesine mutlaka denk gelirsiniz. Dolayısıyla bu tür şeylere pek tevessül etmemek gerekir" dedi.
'O DEPREM BİZİM İÇİN KAYGI VERİCİYDİ'
İstanbul’da meydana gelen depremin kaygı verici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersoy, "Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu fayının bir parçası İzmit Körfezi’nden geliyor. Diğer taraftan Tekirdağ çukurundan Saros Körfezi’ne doğru hareket ediyor. Biz burada neyi biliyoruz? 1912’de bir deprem var. Bir ucu Tekirdağ’ın içerisinde ve bir de 1999’da Kocaeli ve Düzce depremleri oldu. Bir ucu İzmit Körfezi içerisinde. Deprem bilgimiz bize şunu söyler; Kırılan yer uzun süre bir daha kırılmaz. Çünkü gerilim boşalmıştır. Ama her iki ucunda gerilim vardır. Şimdi gerilimler nerede? İzmit Körfezi’nin ucunda bir gerilim var. Tekirdağ çukurunun ucunda bir gerilim var. Ve Saros’da bir gerilim var. Fakat Tekirdağ çukurunun ucunda dün deprem oldu. O deprem bizim için kaygı vericiydi. 4.6 büyüklüğünde, öncü mü bilemeyiz? Depremi önceden bilme şansımız yok. Sadece izleyerek bazı yorumlar yapabiliriz" diye konuştu.
'MARMARA’DAKİ BİR DEPREM ÜLKEMİZİN MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR'
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, olası depremle ilgili 4 senaryo olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Peki bundan sonra ne olacak? Burada mutlaka deprem olacak. Ne tür deprem olacak? 4 tane büyük senaryo var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda yabancılarla birlikte yaptığı senaryoya göre 4 tane senaryo var. En büyüğü de 7.7 büyüklüğündeki deprem olabilir. Bu geçmişte oldu. 1509’da böyle 7.7 büyüklüğünde bir deprem var. Dolayısıyla Marmara’yı niye önemsiyoruz? Karabük’ün, Hakkari’nin, Konya’nın insanı, İstanbul’dan daha mı az kıymetli? Hayır. İstanbul ve Marmara çevresinde 26 milyon insan yaşıyor. 6 milyon konut var, sanayi orada. Dolayısıyla Marmara’daki bir deprem, ülkemizin milli güvenlik sorunudur. Yönetilmesi zor olan bir şehir. Çünkü çok sayıda insan ölecek, ama geriye kalan 2 milyon insana her gün bakacaksınız, yedireceksiniz, hastalığa bakacaksınız ve güvenliğini sağlayacaksınız. Bu büyük bir iş, kolay bir iş değil. Dolayısıyla Marmara’daki bir deprem, ülkemizin milli güvenlik sorunudur. Bu anlamda dikkate alınması gerekir."
'ESKİ TSUNAMİ İZLERİ BULDUK'
Tsunami konusuna değinen Prof. Dr. Şükrü Ersoy, şöyle konuştu:
"Marmara çevresinde her 50 yılda bir 7’den büyük bir deprem oluyor. Güneyinde, içinde ya da çevresinde 7 büyüklüğünde bir deprem oluyor. Şimdi Marmara Denizi’nde bir depremi konuşuyorsak, tsunamiyi de beraber konuşuruz. 'İç denizidir, göl gibidir, tsunami olmaz', bu yanlış. Barajda bile çok ciddi tsunamiye benzer olaylar var. Tsunami, Marmara için de, Türkiye kıyıları için de bir gerçek. 2011’deki Japonya’daki beklenmeyen bir tsunamiydi. 2 kıtanın sürtündüğü yerdeki kısım kırıldığı için bunu pek tahmin edemiyorlardı. Dolayısıyla büyük bir deprem ve tsunami yarattı. Ve tsunami her zaman cepheden gelir. Burada çoğu yerde kıyı boyu akıntıları şeklinde geldiği için kıyıyı süpürüp gitti, can kayıpları büyük oldu. Ve aynı zamanda nükleer santrali zarar gördü. Türkiye kıyılarına baktığımızda da büyün kıyıları için 150’ye yakın tsunami var, 25’i Marmara’nın içerisinde. Ben de tsunami çalışanlarından bir tanesiyim. Uluslararası ekiple birlikte tüm kıyıları kazdık. Marmara kıyılarını da kazdık. Potansiyel eski tsunami izleri bulduk. Lütfen bu konuda Marmara’da tsunami olabileceğine bize güvenin."