MARMARA'DA MÜSILAJ KABUSU GERI DÖNDÜ: UZMANLARDAN KRITIK UYARILAR
Balıkesir'in Erdek Körfezi'nde dalış yaparak müsilaj araştırmaları yapan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz salyasının yeniden Marmara’da etkisini göstermeye başladığını açıkladı. Prof. Dr. Sarı’nın açıklamalarına göre, 23 Ekim 2024 tarihinde yapılan dalışta 10 ila 15 metre derinlikte tespit edilen müsilaj, 25 Ekim'de daha da yayılmış durumda. Son ölçümlerde 10 metreden başlayarak 24 metre derinliğe kadar uzanan müsilaj tabakası, Marmara Denizi'nde yeniden endişe yarattı.
SU SICAKLIĞINDA ARTIŞ TESPIT EDILDI
Ekim ayının ilk 20 gününde deniz suyu sıcaklıklarının uzun yıllar ortalamasının 2 derece üzerine çıktığı gözlemlendi. Yüzeyde 21 derece ölçülen deniz suyu sıcaklığı, 40 metre derinlikte 16 dereceye düşüyor. Prof. Dr. Sarı, bu sıcaklık artışının da müsilaj oluşumunu hızlandıran etkenlerden biri olduğuna dikkat çekiyor.
DENIZDE ÖRÜMCEK AĞI GIBI YAYILIYOR
Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın aslında suyun içinde bulunan ve havadaki oksijenin büyük bir kısmını üreten tek hücreli alglerin salgılarından oluştuğunu belirtti. Deniz salyasının kirlilikle artan azot ve fosforu kullanarak çoğalan bu alglerin salgıladığı polisakkaritlerden meydana geldiğini ifade eden Sarı, "Sümüksü ve yapışkan olan bu madde, mikroorganizmaların da katılımıyla adeta deniz boyunca örümcek ağı gibi yayılıyor. Başlangıçta kibrit çöpü gibi ince çizgiler oluşturan bu yapı, zamanla uzun şeritlere, ardından bulutumsu müsilaj kümelerine dönüşüyor. Müsilaj tabakaları ağırlaştıkça denizin dibine çökerken, burada yaşayan istiridye, sünger, midye ve mercan gibi canlıların nefes almasını ve beslenmesini engelleyerek ölümlerine neden oluyor," dedi.
MARMARA DENIZI'NIN KIRLILIK YÜKÜ AZALTILMALI
Marmara Denizi’nde 25 milyon insanın atıklarının yalnızca yüzde 55'inin arıtılabildiğini ve geri kalan kısmın ise doğrudan derin deşarj yoluyla denize bırakıldığını söyleyen Sarı, sanayi atıklarının da en iyi ihtimalle yarısının arıtıldığını belirtti. Ayrıca tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kimyasal gübrelerin, pestisitlerin ve diğer kirlilik unsurlarının denize ulaştığını vurgulayan Sarı, "Deniz şartlarının durağanlığı ve su sıcaklığındaki artışı sınırlandırmak mümkün değil. Bu nedenle, müsilaj oluşumunu engellemenin tek yolu, Marmara Denizi'ne ulaşan atıkların azaltılmasıdır," dedi.
KONTROLLERIN ARTTIRILMASI ŞART
Müsilajın ekonomik kayıplara yol açabileceğini ve deniz ekosistemine zarar verebileceğini belirten Prof. Dr. Sarı, 2021'de devreye alınan Marmara Denizi Eylem Planı’nın (MDEP) denizin kirliliğini azaltma hedefi taşıyan 14 maddesinin uygulanmasının hayati önem taşıdığını söyledi. Ne yazık ki, Eylem Planı'nın tam anlamıyla hayata geçirilemediğini ifade eden Sarı, Marmara Denizi'ndeki tüm kirlilik kaynaklarının acilen kontrol altına alınması gerektiğine vurgu yaptı. "Marmara'ya derin deşarj ve kontrolsüz sanayi atıkları durdurulmalı, tüm akarsular için deşarj limitleri yeniden düzenlenerek hemen uygulamaya geçirilmelidir. Müsilajın çevresel ve ekonomik etkilerini azaltmak için Marmara bölgesinde arıtılmamış her türlü atık deşarjı durdurulmalı ve denetimler artırılmalıdır," diye ekledi.