Milli Eğitim Bakanlığı, ‘Eğitim ve Ahlak’ kongresi düzenleyeceği öğrenildi. Kongrede öğretmen, veli ve öğrencilerin ahlakının ‘sorgulanacağı’ kongrenin amaçlarından biri de “Güçlü Türkiye için ahlak telakkisine dayalı anlayışa hayat vermek” olarak açıklandı
Birgün gazetesinden Mustafa Bildirici'nin haberine göre; Milli Eğitim Bakanlığı, 2023 Eğitim Vizyonu kapsamında, “Eğitim ve Ahlak Kongresi” düzenleme kararı aldı. Kongrede, “Ahlak eğitiminin yeniden yapılandırılması”, “Milli ve toplumsal değerlere dayalı eğitim sistemi oluşturulması” için atılacak adımlar tartışılacak. Ankara’dan 100, İstanbul’dan ise 200 katılımcı ile Antalya’da düzenlenecek kongre iki gün sürecek.
MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Bahri Ata imzasıyla okullara gönderilen yazıda, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan, “Ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup öğretilmesi” ilkesine vurgu yapıldı. Yazıda, sınav sonuçlarının eğitimde başarının ölçüsü olamayacağı ifade edilerek, eğitim sisteminin milli ve manevi değerlere uygun bir ahlak anlayışı ile “Taçlandırılması” gerektiği belirtildi. Kongrede, yöneticilerin, öğretmenlerin, velilerin ve öğrencilerin aralarında olduğu okul bileşenlerinin “ahlakının sorgulanacağı” bildirildi.
AHLAK TELAKKİSİNE DAYALI
Sınav sonuçlarının eğitimde başarının ölçüsü olamayacağının belirtildiği yazıda, “Yapılan bu türden değerlendirmelerin sonucunda toplumun geldiği nokta ortadadır” denildi. MEB’in yeni dönemdeki amaçlarına da yazıda yer verilerek, “Talim ve terbiyemizin yeni hedefi, daha güçlü bir Türkiye için ahlak telakkisine dayalı, insanı merkeze alan bilgi anlayışına hayat vermek olmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
YENİ KUŞAK YARATMAK İÇİN
Kongrenin sıradan bir kongre olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Bozdoğan, iktidarın eğitimi kamusal hizmet olmaktan çıkararak, yeni rejimin kurucu aracı olarak kullandığını ifade etti. Yeni kuşakların yetiştirilmesi için bir zihniyet değişikliği gerektiğini kaydeden Bozdoğan, kongrenin bu amaçla yapıldığını savundu.
Eğitimdeki gelişmelerden kaygı duyduğunu anlatan Bozdoğan, “Dini vakıf ve cemaatlerle yapılan protokollerle eğitim alanı adeta kuşatma altına alınmıştır. Diğer taraftan da sermayenin sınırsız kâr gereksinimini karşılamak üzere atılan adımlar, eğitim alanını eşitsizliklerin her gün yeniden üretildiği bir alana çevirmektedir” dedi. Bozdoğan, kongrenin bilimsel bir çalışmadan çok, iktidar açısından kabul gören okul yöneticisi, öğretmen ve veli profilini belirleme çalışması olduğunu söyleyerek, “Bunun doğal sonucu ise, bu davranışlar ve değerler bütününe uygun olmayanın, uygun davranmayanın, ‘Öteki, istenmeyen, ahlaki açıdan sorunlu’ olarak değerlendirilmesi anlamına gelecektir ki bunun yaratacağı sorunları düşünmek bile istemiyoruz” ifadelerini kullandı.