Seçim yaklaştıkça Cumhur İttifakı’nın bileşenleri ve özellikle de iktidarın önünde hazırolda bekleyen medya çevrelerinde tuhaf ama aynı zamanda endişeyle karışık eğlenceli durumlar yaşanıyor.
Öyle anlaşılıyor ki Altılı Masa iktidar cenahının fabrika ayarlarını bozuyor, AK Parti’den MHP’ye ve yandaş kalemlere kadar hemen herkes günlerdir Altılı Masa ile ilgili ‘arkası yarın’ hikayeleri anlatmak için kendilerini helak ediyorlar. Bazıları hikayelerin büyüsüne kendisini öylesine kaptırıyor ki aralarında “Masa dağılıyor, bu gidişle seçimi bile göremezler”, hatta “Erdoğan birinci turda ezip geçerse, belki de isabetli olur, canlarını kurtarırlar…” benzeri erken zafer şarkıları söyleyenler bile var.
Öyle ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dünkü grup toplantısında “Kriminal siyaset ittifakı yine aday belirleyememiştir. Yaklaşık 9.5 saat toplantı yapıp da cumhurbaşkanı adayını tespit edemeyen zillet partileri, bir bakıma iflas bayrağını çekmişlerdir” diyerek Altılı Masayı ne kadar kafaya taktıklarını bütün Türkiye’ye ilan ediyor.
Peki bu erken zafer şarkılarında bir tuhaflık, biraz kafa karışıklığı yok mu? Madem Altılı Masa dağılıyor, çoktan iflas bayrağını çekmiş o zaman Cumhur İttifakı için zafer şimdiden kesin demektir, neden bu kadar endişeleniyorlar ki…
Cumhur İttifakı’nın emir-komutasında hareket eden medyanın korkuyla karışık telaşını görünce, doğrusu insanın aklına ister istemez mezarlıktan gece geçenken “ıslık çalmak” deyimi geliyor.
Biliyoruz ki insanlar genellikle korktuklarında ya da kendilerini yalnız hissettiklerinde akılla izahı zor olan farklı davranışlar sergilerler. Islık çalarak korkularını yenebilirler mi bilinmez ama, galiba Cumhur İttifakı ve özellikle de güzel günleri kaybetme endişesine kapılan iktidar kalemleri seçime kadar ‘mezarlıkta ıslık’ çalmaya devam edecekler…
İktidar bileşenlerinin sergilediği absürtlük bununla da sınırlı değil elbette. Mesela Altılı Masa ile ilgili dillendirdikleri en önemli argümanlardan birisi şu; “Dış politika, güvenlik, adalet, sağlık, ulaştırma, ekonomi gibi alanlarda ne yapacaklarına dair vatandaşın kafasında tek bir çizgi oluşturamadılar.”
Oysa herkesin bildiği bir gerçek var ki Altılı Masa şu ana kadar parlamenter sisteme geçişle ilgili Türkiye’de örneği bulunmayan son derece modern bir anayasa değişikliği paketi hazırladı. Yine 30 Ocak’ta açıklayacakları hükümet programında ülkenin sorunlarını nasıl çözeceklerini net olarak ortaya koyacaklar.
Ama iktidar cenahının derdi, ülkenin şu anda yaşadığı hukuksuzluklar, yargının siyasallaşması, yolsuzluk ve kara para algısı yüzünden uluslararası Mali Eylem Görev Gücü tarafından (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye'nin ‘gri liste’ye alınması değil ki…
Ne yazık ki bu ülkede gazeteciler, yazarlar mesleğin etik değerlerinden, ahlaki ilkelerden çoktan istifa ettikleri için hiçbir gazetecinin-yazarın, iktidarın “Hukuk-adalet, güvenlik ve ekonomi” konularında ne yaptığını sorgulamak aklına bile gelmiyor. Çünkü onlar için makbul gazetecilik soru sormak değil, iktidarın faziletlerini anlatmak…
Mesela, iktidarın önünde hazırolda bekleyen kalemler ülkeyi yönetenlere dönüp şu soruları sorabilirler mi?
-Ekrem İmamoğlu’na “ahmak” gibi hiçbir hukuk literatüründe ceza gerektirmeyen bir kelime yüzünden hapis cezası ve siyasi yasak getirilmesi, millet iradesi üzerinde ‘vesayet’ algısı oluşturmaz mı?
-Anayasa Mahkemesi kararlarına itibar etmemek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye ile ilgili verdiği kararlar konusunda “Tanımıyoruz da uygulamıyoruz da” diyerek meydan okumak hukuki görünürlüğümüzü zedelemez mi?
-Siyasi kimliği olan Sinan Ateş’in başkentin göbeğinde katledilmesi Türkiye’de asayişin, güvenliğin düzgün işlediğinin bir göstergesi midir?
Sanki ülkeyi Altılı Masa yönetiyormuş gibi her fırsatta muhalefeti suçlayan kalemler, keşke bir gün hayatlarında küçük bir değişiklik yapıp ya da gazeteci olduklarını hatırlayıp yukarıdaki sorulardan birini iktidara yöneltebilseler…
Elbette hiçbir zaman böyle sorular soramayacaklar, çünkü onlar için mezarlıktan geçerken ‘ıslık çalmak’ daha kolay bir iş…