Son yıllarda olumsuz tüm gelişmeleri dış güçlere bağlamak adet oldu. Bütün iyilikler AKP’nin hanesine yazılıyor, bütün kötülükler dış güçlere ve onun içerideki uzantılarına…
Daha doğrusu yazılması isteniyor…
Böyle algılanması için çaba sarf ediliyor desem daha doğru olur…
Dolar kurunun yükselmesi, enflasyonun yüzde yüzlere merhaba demesi bile dış güçlerin oyunuymuş gibi sunuluyor.
Üst akılın kararıymış gibi?!..
Kimse o?...
Hele Avrupa veya ABD basınında iktidarı eleştiren, muhalefete pirim veren bir yazı çıkarsa alsana dış güç…
Meseleyi o hale getirdiler ki muhalefete oy vermeye niyetli seçimleri dış güç destekli darbe girişimi planlamakla itham ettiler. Dış güçler seçim yoluyla iktidarı devirmek istiyormuş!
Bu millette salaktı!..
Aslında bunu söyleyen bakan, hem de İçişlere Bakanı bir anlamda seçmene salak diyor. Salaksınız demiş olmuyor mu?
Neyse bu sözleri söyleyenin tıbbı yardım alması gerektiğini düşünüyorum ama bu ayrı konu…
Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ABD ve İngiltere’ye gitti. Yatırımcılarla temas kurdu, iktidara gelirse ne yapacağını anlattı. AKP mesele yaptı…
Efendim Kılıçdaroğlu daha önce sattığı esrar ve eroin paralarını getirecekmiş. Allah Allah Kılıçdaroğlu 300 milyar dolar tutarındaki uyuşturucuyu gizlice nasıl satmış? Esrar ve eroini gönderdiği uyuşturucu baronlarına Cumhurbaşkanı olursam verirsiniz, olamazsam para sizin mi olsun demiş?...
Gülüp geçin diyeceğim ama Cumhurbaşkanı miting meydanlarında ciddi ciddi söylüyor.
Senaryoları şu: Dış güçler Erdoğan’ı iktidardan indirmek için kesenin ağzını açtı. Kılıçdaroğlu seçimi kazansın diye milyarlarca dolar yollamayı taahhüt ettiler…
Hadi inanalım…
Hadi muhalefet partilerinin arkasında dış güçler var diyelim…
Hadi 6’lı Masa seçimi alırsa para vererek destek çıkaracaklarını var sayalım.
Hadi karşılığında bir takıp tavizler koparacaklar diyelim.
Almanya’yı, İtalya’yı, Fransa’yı, İngiltere’yi, İspanya’yı, ABD’yi dış güçler sınıfına koyalım.
Peki AKP’nin dış güçleri yok mu?
AKP ayakta kalsın diye para veren…
Vaat eden demiyorum para verenleri soruyorum…
Sayayım mı?
Mesela, Suudi Arabistan… İstanbul konsolosluğunda Suudi gazeteciyi öldürten azmettirici Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ni katil ilan etmiştik. İktidar yanlısı gazeteler ‘aşağılık katil’ diye manşet atmıştı. Erdoğan ağzına geleni söylemişti.
Suudi Prens swap yoluyla 10 milyar dolar borç para verdi. Dosya kapandı. Katil, kardeş oldu.
Mesela BAE… 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü… FETÖ’cüleri destekledi. O da swap yoluyla 10 milyar dolar gönderince altına turkuaz halı serilerek Saray’da ağırlandı.
Mesela Rusya… Putin’in emriyle Rus uçakları Suriye’de askerlerimizi vurdu. 33 askerimiz şehit oldu. Rus turistler uğruna sineye çekti. Üstüne üstlük Putin’de 10 milyar dolarlık swapla iktidara destek attı.
Katar’ı saymıyorum. Katar ortak gibi…
Listeyi uzatabilirim. Sorum şu: AKP’yi ayakta tutmak için, iktidarını sürdürmesi için gönderilen dolarlar, verilen destek dış güç olmuyor mu?
Dış güç desteği sayılmıyor mu?